4 Aralık 2011 Pazar

ATLAR KİTABI, sunen-i nesai


ATLAR KİTABI (Bölümleri)
3505- Seleme b. Nüfeyl el Kindî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’in yanında oturuyordum. Bir adam: “Ey Allah’ın Rasûlü! İnsanlar atlarını salıverdiler, silahlarını da bıraktılar ve şöyle diyorlar: “Cihad yok, harb ağırlıklarını bıraktı” deyince Rasûlullah (s.a.v) yüzünü o kimseye çevirdi ve şöyle buyurdu: “Yalan söylüyorlar asıl savaş şimdi başladı. Ümmetim içinden öyle bir cemaat olacak ki hak yolunda savaşacaklar. Allah ta bir kısım insanların kalplerini onlara meylettirecek ve onlar yüzünden diğerlerine rızık verecektir. Kıyamet kopup Allah’ın vadi yerine gelinceye kadar bu böylece devam edip gidecektir. Kıyamete kadar atların alınlarında hayır vardır. Rabbim bana vahyederek bildirdi ki çok geçmeden ruhum kabzolunacak. Sizler benim yoluma uyacaksınız, bir kısmınız da bir kısmınızın boynunu vuracak, mü’minlerin esas yurdu da Şam olacaktır.” (Dârimi, Mukaddime: 3)
3506- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Savaşa giden atların alınlarında daima hayır vardır ve bu kıyamete kadar da böylece devam edecektir. At üç türlüdür. Sahibine mükafat kazandıran at, sahibi için günahlara örtü olan at, sahibi için günah ve yük olan at. Sahibi için mükafat kazandıran at. Sahibi Allah yolunda savaşmak için hazırlar ve o yolda kullanır. O atın karnına giren her şey için sahibine mükafat yazılır, atın otladığı yer ne kadar geniş olsa da sevap yazılmaya devam eder.” (İbn Mâce, Cihad: 14; Tirmizî, Cihad: 10)
3507- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “At bir kimseye ecir sevap kazandırır, bir kimse için örtüdür, bir kimse için ise günah kazandırır. Kendisi için ecir kazandıran at sahibine gelince o kimse atını Allah yolunda cihad için hazırlar, onu otlaması için bir otlağa ve bahçeye bağlar, o bahçede ve otlakta atın yularına dokunan her bir şey için sahibine sevap yazılır. At yuları koparıp oraya buraya koşsa da o atın ayak izleri bile o kimse için şereftir veya iki şereftir. (Harisin rivâyetinde) o atın dışkısı dahi o kimseye sevap olarak yazılır, o kaçan at bir nehre uğramış olsa oradan bir su içse sahibi o hayvanı sulamayı düşünmemiş olsa bile bunlar sahibine mükafat olarak yazılır. İşte bu at, sahibi için ecir ve sevap kazandırır. İkinci adam ise başkalarına muhtaç olmamak için at besler, atın boynu sırtındaki kazandıklarından Allah’ın hakkını unutmaz işte bu at da sahibi için günahlara ve başkasına muhtaç olmamaya bir setir (örtü) dür.” Üçüncü kimse de övünme vesilesi olsun diye, gösteriş için ve Müslümanlara zarar vermek için at besler ki bu at da sahibine günah kazandırır. Rasûlullah (s.a.v)’e merkepler hakkında soruldu. Rasûlullah (s.a.v) o konuda bana hiçbir ayet inmedi fakat kapsamlı olan (Zilzal sûresi 7. 8. ayetleri) indi: “Artık kim zerre kadar iyilik yapmışsa karşılığını görecek ve kim de zerre kadar kötülük yapmışsa o da onun karşılığını görecektir.” (Tirmizî, Cihad: 10)
1- AT SEVGİSİ
3508- Enes (r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’e kadınlardan sonra attan daha sevgili bir şey yoktur. (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
2- HANGİ CİNS AT İYİDİR?
3509- Rasûlullah (s.a.v)’in ashabından Ebu Vehb (r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Çocuklarınıza Peygamber isimlerini koyunuz. Allah’a en güzel isim Abdullah ve Abdurrahmandır. Savaş için at besleyiniz, atın alnını ve bacaklarını okşayınız, savaş için o atları donatınız, cahiliyye döneminde olduğu gibi kan dökmek için kullanmayınız. Doru renkte, alnı ve topukları beyaz olan atlarla yağız ve alnı ve topukları beyaz atları yetiştirip çoğaltınız.” (Ebû Davud, Cihad: 44; Müsned: 18258)
3- ATLARIN AYAKLARINDAKİ BEYAZLIK
3510- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) atlardaki çapraz sekiyi yani ayaklarındaki beyazlığın çapraz vâri olmasını sevmezdi. (Ebû Davud, Cihad: 45; İbn Mâce, Cihad: 14)
3511- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) atlardaki çapraz beyazlığı sevmezdi. EbuAbdurrahman diyor ki: Atlardaki “Şikal” üç topuğu hariç birinin veya biri hariç üçünün beyaz olmasıdır. “Şikal” ayaklarda olur ellerde (ön ayaklarda) olmaz. (Ebû Davud, Cihad: 45; İbn Mâce, Cihad: 14)
4- ATLARDA UĞURSUZLUK OLUR MU?
3512- Sâlim (r.a)’in babasından rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Uğursuzluk inancı cahiliyye döneminde kadında, atta ve evde olur zannedilirdi.” (Tirmizî, Edeb: 58; Müslim, Selâm: 34)
3513- Abdullah b. Ömer (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: Cahiliyye döneminde insanlar at, kadın ve evde uğursuzluk olduğunu kabul ederlerdi.” (Tirmizî, Edeb: 58; Müslim, Selâm: 34)
3514- Câbir (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Eğer bir şeyde uğursuzluk kabul edilseydi (fakat böyle bir şey yoktur) bu ev, at ve kadın da olurdu ki bu cahiliyye devri insanın düşüncesidir.” (Müsned: 14047)
3515- Enes b. Malik (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bereketler atların alınlarındadır.” (Müslim, Imara: 26; Buhârî, Cihad: 43)
5- ATIN ALNINDAKİ PERÇEMİ
3516- Cerir (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) atın alnındaki perçemi elleriyle büküyor ve şöyle diyordu: “Atın alnındaki perçeminde kıyamete kadar hayır düğümlüdür, bu da sevap veya ganimet elde etmektir.” (Tirmizî, Cihad: 19; İbn Mâce, Cihad: 14)
3517- İbn Ömer (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Atların alnındaki perçemler de kıyamete kadar hayır düğümlenmiştir.” (Tirmizî, Cihad: 19; İbn Mâce, Cihad: 14)
3518- Urve el Barikî (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Atların alınlarındaki perçemde kıyamete kadar hayır düğümlüdür.” (Tirmizî, Cihad: 19; İbn Mâce, Cihad: 14)
3519- Urve b. ebil Ca’d (r.a) Peygamber (s.a.v)’den şöyle işitmiştir: “Atların alınlarındaki perçemlerinde kıyamete kadar hayır düğümlüdür o hayırlar ya sevap veya ganimet elde etmektir.” (Tirmizî, Cihad: 19; İbn Mâce, Cihad: 14)
3520- Urve (r.a) Rasûlullah (s.a.v)’den işitmiştir: “Atların alınlarındaki perçemlerinde kıyamete kadar hayır düğümlenmiştir. O hayır ya sevap veya ganimet elde etmektir.” (Tirmizî, Cihad: 19; İbn Mâce, Cihad: 14)
3521- Urve b. ebil Ca’d (r.a)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Atların alınlarında kıyamete kadar hayır düğümlenmiştir. O hayır ya sevap veya ganimet elde etmektir.” (Tirmizî, Cihad: 19; İbn Mâce, Cihad: 14)
6- KİŞİ ATIYLA MEŞGUL OLABİLİR
3522- Halid b. Yezid el Cühenî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ukbe b. Âmir bana uğrar ve Ey Halid! Haydi gel de ok atalım derdi. Bir gün ben biraz gecikince Ukbe b. Âmir: “Ey Halid gel de sana Rasûlullah (s.a.v)’in söylediklerini haber vereyim dedi. Yanına vardım dedi ki: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah tek bir ok sebebiyle üç kişiyi Cennet’e koyar. Oku yapan kimse ki yaparken iyi niyetli olup hayır gözetir. İkinci oku atan kimsedir. Üçüncü ise okun ucunu sivriltip ok atana yardım edendir. Ok atınız. Savaş binitlerine bininiz. Ok ve diğer atıcılık işleri binitlere binmekten bence daha sevimlidir. Üç şeyle meşgul olmak boş ve batıl işlerle meşgul olmak demek değildir. Kişinin atıyla meşgul olması; savaş atlarıyla meşgul olması ve hanımıyla oynaşması. Kim ok atmasını öğrendikten sonra ondan yüz çevirir ve terk ederse -ki atmayı bilmek bir nimettir- ona karşı nankörlük etmiş olur.” (Tirmizî, Cihad: 11; Ebû Davud, Cihad: 24)
7- ATLAR DA DUA EDER Mİ?
3523- Ebu Zer (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Hiçbir Arap atı yoktur ki her seher vakti onlara iki defa şu şekilde dua etmesine izin verilir.” “Allah’ım beni Ademoğullarından filan kimsenin emrine emanet kıldın ona verdin. Allah’ım beni bu kimsenin ehlinin ve malının en sevimlisi kıl.” (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
8- ATLARLA EŞEKLERİ ÇİFTLEŞTİRMEMEK
3524- Ali b. ebu Talib (r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’e bir katır hediye edilmişti. Rasûlullah (s.a.v)’de ona bindi. Ali’de: “Eğer bizde atla eşeği çiftleştirseydik bizim de böyle katırlarımız olurdu” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bu işi bilmeyenler yapar.” (Ebû Davud, Cihad: 59; Müsned: 1288)
3525- Abdullah b. Ubeydullah b. Abbas (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: İbn Abbas’ın yanındaydım. Bir adam bazı sorularının yanı sıra: “Rasûlullah (s.a.v) öğle ve ikindin namazlarında kıraatı sesli mi okurdu?” diye sordu. İbn Abbas: “Hayır gizli olarak okurdu ve bu soru öncekinden daha kötü bir sorudur” dedi ve şöyle devam etti: “Rasûlullah (s.a.v) Allah’ın emrettiğini emreden ve vahyi tebliğ eden bir kuldur, vallahi şu üç şey müstesna Allah Rasûlünün bize has kıldığı bir şey yoktur: “1. Bize abdesti tam olarak almamızı 2. Sadaka yemememizi 3. Ve atla eşeği çiftleştirmememizi emretmiştir.” (Ebû Davud, Cihad: 59; Tirmizî, Cihad: 23)
9- ATIN YEMİ VE PİSLİĞİ DE SEVAP KAZANDIRIR MI?
3526- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kim, Allah yolunda kullanmak üzere inanarak ve Allah’ın vaadini de tasdik ederek at bağlayıp beslerse, o atın yediği, içtiği, idrarı ve dışkısı o kimsenin sevap hanesinde sevap olarak gözükür.” (İbn Mâce, Cihad: 14; Tirmizî, Fedailü’l Cihad: 10)
10- AT YARIŞI YAPILABİLİR Mİ?
3527- İbn Ömer (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) iki at arasında yarış yaptırmıştı ki bu atlar bakımsızdı. Yarışa Seniyye’den başlandı Beni Züreyk mescidinde bitti. (Tirmizî, Cihad: 22; Ebû Davud, Cihad: 67)
11- YARIŞ İÇİN AT HAZIRLANIR MI?
3528- İbn Ömer (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) bakımlı atlarla yarış düzenlemişti, bu yarış Hafya’dan başlamış ve Seniyetül Veda tepesine kadar sürmüştü. Yarış için hazırlanmamış atlarla da Seniyyetül Veda ile Mescid-i Beni Züreyk arasında yapmıştı. Abdullah ta yarışa katılanlar arasındaydı. (Tirmizî, Cihad: 22; Ebû Davud, Cihad: 67)
12- YARIŞ YAPILAN ŞEYLER NELERDİR?
3529- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Yarış ancak üç şeyle yapılır 1. Ok atmak 2. At ve 3. Deve yarışları.” (Tirmizî, Cihad: 22; İbn Mâce, Cihad: 44)
3530- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Yarış ancak ok atmada, atta ve devede olabilir” (Tirmizî, Cihad: 22; İbn Mâce, Cihad: 44)
3531- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Müsabaka yani yarış yapmak at ve devede olabilir.” (Tirmizî, Cihad: 22; İbn Mâce, Cihad: 44)
3532- Enes (r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’in Adba isimli bir devesi vardı. Yarışmalarda onu kimse geçemezdi. Bir bedevi genç bir deve getirdi ve bu deve, yarışta Rasûlullah (s.a.v)’in bu devesini geçmişti. Bu Müslümanlara ağır geldi. Rasûlullah (s.a.v) onların yüzündeki üzüntüyü görünce onlar şöyle dediler: “Ey Allah’ın Rasûlü! Yarışmada Adba’yı geçtiler. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v): “Allah’ın kanunudur, dünyada yükselen hiçbirşey yoktur ki Allah onu aşağı indirmesin.” (Ebû Davud, Edeb: 9; Buhârî, Cihad ve Siyer: 59)
3533- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Yarış sadece at ve devede olabilir.” (Tirmizî, Cihad: 22; İbn Mâce, Cihad: 44)
13- AT YARIŞINDA HİLE YAPMAK OLUR MU?
3534- Imran b. Husayn’dan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “At yarışında atları geri bırakmak için ürkütmek, yedek at kullanıp atı değiştirmek, karşılıklı kişilerin birbirlerinden mihirsiz kız alıp kız vermeleri ve mihri bu evlenmeyi saymaları İslâmda yoktur. Kim bir malı gasb ederse bizden değildir.” (Tirmizî, Nikah: 30; Ebû Davud, Cihad: 70)
14- AT YARIŞINDA YEDEK AT KULLANMAK
3535- Imran b. Husayn’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “At yarışında atları geri bırakmak için ürkütmek, yedek at kullanmak ve mihir alıp vermeksizin karşılıklı kimselerin birbirlerinden kız alıp vermeleri şeklindeki nikah İslâm’da yoktur.” (Tirmizî, Nikah: 30; Ebû Davud, Cihad: 70)
3536- Enes b. Malik (r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir. Rasûlullah (s.a.v) bir bedevi ile yarışma yaptı ve bedevi onu geçmişti. Rasûlullah (s.a.v)’in ashabı buna üzüldüler. Bu durum Rasûlullah (s.a.v)’e hatırlatılınca: “Dünyada kendini yükselten hiçbir şey yoktur ki Allah onu indirmiş olmasın” buyurdular. (Ebû Davud, Edeb: 9; Buhârî, Cihad ve Siyer: 59)
15- ATLARA İKİ HİSSE Mİ AYRILIR?
3537- Yahya b. Abbad b. Abdullah b. Zübeyr (r.a) dedesinden aktararak şöyle diyor: Rasûlullah (s.a.v), Hayber’in fethedildiği yıl Zübeyr b. Avvam’a dört hisse ayırmıştı. Bir hisse Zübeyr’e bir hisse Zübeyr’inSafiyye binti Abdulmüttalib’e iki hissede atına ayırmıştı. (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.) annesi


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder


Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı