Edebiyat-ı Tarihiye Numunesi Sultan l.Murad,
Osmanlı devletinin 3.padişahı isede, devlet düzenini tertib etmekte hepsinden önce gelse revadır. Çevik ve güzel atına ihtimam göstererek Rumeli sahralarını dolaşıp parıltılar saçan cihad kılıcıyla Avrupa'nın doğu bölgelerini islam ile aydınlattı.
Sultan Murat'ın hükümet ettiği zamanda meydana gelen savaşın hepsinde zafer sancakları yükselmiş ve galibiyetle bu savaşlardan çıkılmıştır. Bu savaşların neticesinde İslâm hudutları büyük balkanın ötesine kadar varmıştır.
Vakta ki, Allah'ın birliği itikadını, yaymak için kılıç çekmiş islam mücahidierinin cemiyet beraberliğini birbirinden ayırmak düşüncesiyle ekanimi selase yani üç unsur şeklinde birleşen Sırp, Bulgar ve Macar milleti teslis kaidesine bağlı olarak Kosova Sahrasına indi ve karşı karşıya gelindi. Celadet-i te'sirde eşi menendi bulunmaz kimselerden olan Şehzade Bayezid, şimşek gibi salladığı topuzunu ve gürzünü düşman üzerine savura savura aralarına daldı ve zaferi bizim tarafa taşıdı. Fakat, İslâmın kurtuluş zaferinden yaralı olarak çıkmış ve kinini söndürememiş bir düşman, kullandığı hançeri ile milletin sevgili padişahı Murad-ı Hüdavendigar'ı şehidler zümresine katılan darbeyi vuran el oldu. Devletimizin kurucuları, böyle vücudlannı ortaya koyarak milleti kalkındırırdı. Memleketimizin belki-her avuç toprağı bir şehidin kanı karşılığında bedel olarak elimizde kalmıştır. Düşman ise bu hiyanetle Osmanlıları son derece üzmekten başka eline ne geçti. Murad öldü. Yıldırım padişah oldu. (Devr-i İstila-Kemal)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder