7 Ekim 2011 Cuma

VARLIĞIMIZ SENİN VERGİNDİR, Hayırlı Cumalar!


VARLIĞIMIZ SENİN VERGİNDİR
Ey Allah’ım!Yüz binlerce tuzak ve yem var; 
bizler de aç kuşlar gibiyiz.
Her birimiz birer doğan olsak da,
her an yeni bir tuzağa tutuluyoruz.
Sen bizi her zaman tuzaktan kurtarıyorsun. 
Ey ganî ve müstağnî olan Allah’ım! 
Biz yine bir tuzağa doğru gidiyoruz.
(Ama) her adımda binlerce tuzak olsa,
sen bizimle oldukça hiç gam yok!
Biz çenk gibiyiz, sen mızrap vurmaktasın;
inleme bizden değil, senden!
Biz ney gibiyiz, bizdeki nağme senden. 
Biz dağ gibiyiz, bizdeki seda senden.
Kazanıp kaybetme de olan satranç gibiyiz;
ey huyları güzel! 
Bizim kazanıp kaybetmemiz sendendir.
Biz yokuz. Varlıklarımızı, fâni suretle gösteren,
vücûd-ı mutlak olan sensin.
Biz aslanlarız; ama bayrak üstüne resmedilmiş aslanlar! 
Onların zaman zaman hareketleri, hamleleri rüzgârdandır.
Hareketimiz de varlığımız da senin vergindir. 
Varlığımız senin icadındır.
İn’am ve ihsan lezzetini bizden esirgeme!
Bize, bizim işlerimize bakma; 
kendi ikramına, kendi cömertliğine bak!
Sen bize bu isteği, biz istemeksizin verdin; 
hadsiz, hesapsız ihsanlarda bulundun.
Ezelde bağışladığın şu irfan damlasını, denizlerine ulaştır.
Ey yardım dileyenlerin yardımcısı, bize hidayet ver. 
Bilgilerle zenginlikle övünmeye imkan yok.
Kerem ederek hidayet ettiğin kalbi azdırma; 
takdir ettiğin kötülükleri bizden defet.
Kötü kazaları üstümüzden esirge; 
bizi sana razı olan kardeşlerden ayırma!
Senin ayrılığından daha acı bir şey yok; 
sana sığınmazsak, sen esirgemezsen işimiz gücümüz ancak kargaşalıktır.
Allah’ım, gözlerimiz sarhoş bir hale geldi. 
Yüklerimiz sırtımızı ağırlaştırdı, büktü. Sen bizi affet!
Ey gizli olan Allah’ım! O âleme de doldun, bu âleme de. 
Doğu nurunun üstüne de yüceldin, batı nurunun üstüne de.
Ey zâtı gizli, ihsanı açık Allah’ım! 
Sen su gibisin, biz ise değirmen taşı.
Sen yel gibisin, biz toz. Yeli gizlersin; tozu ise meydandadır.
Sen can gibisin, biz de el ve ayağa benzeriz. 
Elin hareketi de can vasıtasıyladır.
Sen akıl gibisin, biz şu dile benzeriz. 
Bu dil, şu anlatışı akıldan alır, akıldan beller.
Rabb’imiz, biz nefsimize zulmettik, bir hatada bulunduk.
Ey merhameti bol Allah’ım, bize acı!
Ey suçluların feryadına yetişen! 
Ayrılık acısını erkeklerden de uzaklaştır, kadınlardan da.
Senin vuslatını umarak ölmek hoştur; 
fakat ayrılığının acısı yok mu, ateşin de üstündedir o.

(I/374-376, 387, 598-600, 602, 603, 605, 607, 609, 1338, 1882, 3899-3902, V/3307, 3308, 3310, 3311, 3313, 3314, 4010, 4116, 4117)
Mesneviden Özdeyişler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder


Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı