20 Haziran 2011 Pazartesi

KUR'ÂN-I KERÎM'E GÖRE İNSANIN YARATILIŞI NASILDIR?

KUR'ÂN-I KERÎM'E GÖRE İNSANIN YARATILIŞI NASILDIR?


Prof. Dr. Âdem TATLI
Kur'ân-ı Kerîm, insanın muhtelif yaratılış devrelerinden bahseder. Bunu ana hatlarıyla ikiye ayırmak mümkündür. Biri­si; ilk insan Hz. Âdem (as)'ın, ikincisi de diğer insanların yara­tılmasıdır. Bu farklı yaratılışlara bazan ayrı ayrı âyetlerde, bazan da aynı âyette dikkat çekilir. Nitekim Mü'minûn sûresinde;
"Andolsun biz insanı çamurdan (süzülmüş) bir hülâsadan yarattık. Sonra onu (Hz. Âdem'in nesli olan) in­sanı sarp ve metin bir karargâhta (rahimde) bir nutfe (zi­got) yaptık. Sonra o nutfeyi alaka (yapışan şey) hatine getirdik, derken o alakayı mudga (bir çiğnem et) yaptık, o bir çiğnem eti kemik(lere) çevirdik (ve) o kemiklere de et (kas­lar) giydirdik. Sonra onu başka yaratılışla inşâ ettik (can verdik, konuşma verdik)..." [24]
Görüldüğü gibi, insanın ilk yaratılıştan itibaren geçirdiği devreler safha safha nazara verilmektedir. Bunlardan kendi ya­ratılış devrelerimizi anlamak, ilk yaratılışa da ışık tutacaktır.
Yukarıdaki Âyet-i Kerîmede geçen yaratılışla ilgili hususla­ra, bir hadis-i şerifte de işaret edilir:
"Her birinizin yaratılışı ana rahminde nutfe olarak 40 gün derlenip toparlanır. Sonra aynen öyle (40 gün daha) alaka (yapışan şey) olur. Sonra yine öyle (bir 40 gün daha) mudga (et parçası) halinde kalır. Ondan sonra melek gön­derilir. Ona ruh üfler..." [25]
Bu hadiste, zigot, morula ve blastula safhaları, derlenip to­parlanma devresi (nutfe) olarak ifade edilmiştir. Bugün embri­yoloji ilminin tesbiti de yukarıda bahsedilen gelişim devrelerine paralellik gösterir. Yumurtalık kanalında döllenen yumurta, ana rahmine doğru inmeye başlar. Daha inerken bile bölünmektedir. Ana rahmine gelen yumurta, plasenta (eten=eş) oluşunca muko­za ve kasları içine iyice yapışarak gömülür. Bir başka ifade ile tohum gibi ekilir. Bu safha, âyet ve hadîslerde "alaka"[26] (yapı­şan şey) kelimesiyle ifade edilir.
Buradaki embriyo, çıplak gözle görülmeye başladığı zaman, küçük bir et kütlesi (mudga) halindedir. Bulunduğu yerde geli­şir ve kademe kademe bir insan şeklini almaya başlar.
Bugün ilim, insanın yaratılışı hakkında Kur'ân-ı Kerîm ve hadîs-i şeriflerin ortaya koyduğu hükümlerin ancak bir kısmını tesbit edebilmiştir. Meselâ; his ve duygular, bu maddi gelişimin hangi safhasında vücutta yerini almaktadır? İlim buna henüz bir cevap bulamamıştır. Peygamberimiz (s.a.v.) ise, 120 gün sonra ruhun geldiğini bildirmekle, insan vücudunu süsleyen duygula­rın göreve başladığı zamana işaret etmiştir.
Zigot teşekkülünden itibaren 120 gün kadar cenin sadece büyüme kanununa tâbidir. Yani, bu devre içinde hücreler bölü­nür ve farklılaşır. Aynı büyüme kanunu, bitki ve hayvan embri­yolarında da cereyan eder. Bir başka ifade ile cenin, 120 gün sonra insan mertebesine yükselir. Nitekim bu duruma âyette; "... sonra onu bambaşka bir yaratık (insan) yaptık..." [27]beyanı ile dikkat çekilir.[28]

KAYNAKLAR
[24] Mü'minûn: 23/ 12-14.
[25] Mehmet Sofuoğlu, Sahih-i Müslim ve Tercemesi, VIII, 114.
[26] "Alaka" kelimesinin mânâlarından birisi "kan pıhtısı" diğeri de "yapışan" veya "asılıp tutunan şey"dir. "Yapışan şey" ceninin bu safhasına daha uy­gun düşmektedir.
[27] Mü'minûn: 23/ 14
[28] Prof. Dr. Âdem Tatlı, Merak Ettiklerimiz, Cihan Yayınları, İstanbul 1998: 43-44.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder


Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı