Osman Gâzi'nin Hakkında Detaylı Bilgiler

Osman Gâzi'nin Hususi Hâli Hazreti padişah melek haslet bir kimse olup son derece kanaatkar cömert bir zattı. Gerek kendi malından gerekse savaşlar neticesinde eline gecen mallan, serveti infak etmek, dağıtmak en tabii davranışı idi. Her Allah'ın günü ikindi vakti geldiğinde Selçuklu devletinin kendisine hediye etmiş bulunduğu mehterhaneyi çaldırıp, ahaliyi topladıktan sonra, sofraları kırdurur bizzat kendi ye­mek esnasında hizmet ederdi. Tarihçilerin nakline göre bir giydiği hiiatı ikinci defa giymeyip birine hediye edermiş. An­cak bu durum zenginlikten olmayıp, cömertliğin icabatından ileri geliyormuş. Herhalde bu sebebe istinaden vefatından sonra terekesinden altın ve mücevher adına hiç bir şey çıkmadiği gibi elbise olarakta bir kaç kat geriye kalmış. Yine ta­rihçilerin bize ulaştırdıklarına göre, kendisinden üç sürü ko­yun miras kalmış olup, Mihalliçık yakınlarındaki çiftliklerde bulunan koyunlar bu üç sürü koyunun neslinden olarak za­manımıza kadar devam temiştir.
Bunlardan başka süsten mahrum sade bir kılıç, bir kaç atı vardı. Osmangazi nin kıyafeti ise , başına kırmızı çukudan yapılmış horasanı denilen bir başlık ile üzerine perişanca di­ye tabir edilen şekilde sardıkları sarıktan, uzun ve geniş uzun ve geniş yenli hilaftandı. Birde kırmızı çuka yakalı feraceleri varmış. Vefatlarından öncede Gümüşlü kümbet denilen ma­nastın türbeye çevirterek oraya defnolunmasını vasiyet bu­yurduklarından, kendisinin imamı olan Dursun Faki ile Or­han Gâzi'nin imamı olan Osman Yahşi, ve diğer ileri gelenler, naşı yıkayarak, kefenleyip, Bursa'ya getirdiler. Selçuklu Sul­tanlarının gönderdiği davul ile teşbih yakın zamana kadar türbede bulunurken yandığı ve Kılıç ile Aksancak'in ise hazi-ne-i hümayunda olduğu rivayeti vardır. (Mufassal)  (A. Ra-sim)


Yorum Gönder

0 Yorumlar