21 Ocak 2011 Cuma

BETTÂNİ - (Ö. 317/929),

      BETTÂNİ - (Ö. 317/929) 
 
İslam astronomlarının en büyüklerinden.
Ebu Abdillah Muhammed b. Cabir b. Sinan er-Rakki el-Harrani. İsmi Batı'da Albetanius, Albategnus veya Albategni şeklinde anılır. Aslen Sâbiî bir ailenin çocuğu olup büyük bir ihtimalle III. (IX.) yüzyılın ilk yarısında Harran civarındaki Bettan'da doğdu. Nitekim Bettani ve Harrani nisbeleri de bunu göstermektedir. Sadece İbnü'n-Nedim'in el - Fihrist'inde rastlanan Rakki nisbesi ise hayatının büyük kısmını geçirdiği ve ünlü rasatlarını yaptığı Fırat'ın sol sahilindeki Rakka şehrinden gelmektedir. Doğum tarihi ve çocukluğu hakkında bilgi yoktur. İlk rasatlarını 264 (877) yılında yaptığı bilinmektedir; o tarihte yirmi yaşında olduğu kabul edilirse yaklaşık 244'te (858) doğduğu söylenebilir. Babasının, İbnü'n-Nedim tarafından zikredilen meşhur astronomi aletleri ustası Cabir b. Sinan el-Harrani olması mümkündür. Bettani'nin künyesi kadar astronomi aletleri icat ve imal etmedeki mahareti de bu ihtimali kuvvetlendirmektedir. Hayatının sonraki dönemleri hakkında bilinenler de çok sınırlıdır. İbnü'n-Nedim'in el-Fihrist'i ile İbnü'l-Kıfti'nin Tarihu'l -hükema' adlı eserinde onun geometri, teorik ve pratik astronomi ile astrolojide önde gelen bilginlerden ve meşhur gözlemcilerden biri olduğu; güneş ve ay gözlemlerine ait tablolar verip Batlamyus'un el -Mecisti'sindeki bilgileri tashih ederek geliştirdiği ve yeni buluşlarını açıkladığı çok önemli bir zic yazdığı; bu kitapta beş gezegenin hareketlerini ve bunlarla ilgil astronomik hesapları verdiği; zicinde bahsettiği gözlemlerin bir kısmını 267 (880) ve 287 (900) yıllarında yaptığı; Cafer b. Muktefi'nin sorularına verdiği cevaplardan anlaşıldığına göre rasat faaliyetlerinin 264'te (877) başlayıp 306'ya (918) kadar devam ettiği; ayrıca zicindeki sabit yıldız rasatlarını 299 (911) yılında yaptığı ifade edilmektedir. Anılan kaynaklarda Rakka ahalisinden Beni Zeyyat ailesinin uğradığı bir haksızlık yüzünden onlarla birlikte Bağdat'a gittiği ve sonra 317'de (929) memleketine dönerken Halife Mutasım tarafından yaptırılmış olan Kasrü'l-Cis'te vefat ettiği belirtilmektedir. İbn Hallikan ise Bettani'nin ölüm yeri için Musul civarında bir şehir olan Hadr'ı göstermekte, buna karşılık araştırmacı Nallino da Hadr kelimesinin Ciss'in yanlış yazılmış şekli olduğunu ileri sürmektedir. Yakut el-Hamevi'nin aynı yerden Kasrü'l-Hadr adıyla bahsettiği göz önüne alındığında Nallino'nun iddiasının tutarlı olduğu görünmektedir. Bettani'nin hayatı hakkındaki bu bilgilere, Antakya'da 23 Ocak ve 2 Ağustos 901 tarihlerinde bir güneş ve bir ay tutulmasını gözlemiş olduğu da ilave edilebilir; bu gözlemlerden kendisi zicinde bizzat bahsetmektedir.

Eserleri:
1. Kitabü 'z- Zic. el - Cami' fi hisabi'n-nücum ve mevazı 'i mesirihe'l-mümtehan adıyla da anılır. İbnü'n-Nedim'in verdiği bilgiden, bu kitabın iki nüshasının bulunduğu ve ikincisinin daha geliştirilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Ez-Zicü's-Sabi'I adıyla da anılan ve astronomi ilmine büyük katkıları bulunan bu eser. Bettani'nin Doğu ve Batı' da büyük bir şöhret olmasını sağlamıştır. Kitabın orijinal adı büyük ihtimalle İbnü'n-Nedim ve İbnü'l-Kıfti tarafından zikredildiği üzere Kitabü - Zic 'dir. Çünkü VIl. yüzyıldan önce "astronomi tablosu" anlamında kullanılan zic kelimesi daha sonraları "astronomi risalesi" anlamında kullanılır olmuş ve eski yerini aslında "küçük akarsu" manasına gelen cedvel kelimesine bırakmıştır. Kitabü 'z-Zic'in mukaddimesinde, kendinden öncekilerin çalışmalarında gördüğü hata ve ihtilaflar yüzünden böyle bir kitap yazmaya ihtiyaç duyduğunu ifade eden Bettani, bu kitabında mevcut teori ve istidlalleri yeni gözlemlere dayanmak suretiyle ıslah edip geliştirdiğini belirtmektedir. Bu arada şerh, tenkit, ıslah ve ilavelerini kaleme almadan önce el-Mecisti'den yaptığı bütün iktibasları da büyük bir titizlikle kaydetmiştir. Elli yedi "bahis"ten meydana gelen bu eserin ilk bahislerinde pratik tarifler verilmiş ve problemler ortaya konulmuştur. Bettani 3. bahiste kendi trigonometrik fonksiyonlar teorisini geliştirmiş, 4. bahiste kendi gözlemlerini vermiş, 5-26. bahislerde Çoğu astrolojik yorumların izahı için tertiplenmiş olan pek Çok küresel astronomi problemini etraflı şekilde ve büyük bir vukufla münakaşa etmiş, bu arada da ortografik projeksiyon prensiplerine dayanan yeni düşüncelerini açıklayıp küresel trigonometriye yeni çözümler getirmiş ve ayrıca ilim alemine küresel trigonometrinin temel teoremlerinden olan 'kosinüs teoremi" gibi çok önemli bir yenilik kazandırmıştır. Batlamyus'un güneş, ay ve gezegenlerin hareketlerine dair teorisi 27-31. bahislerde ele alınmış, 32. bahiste çeşitli takvimlerle bunların her birindeki tarihlerin diğerlerine çevrilmesi anlatılmış, 33- 48. bahislerde tabloların kullanılışları tarif edilmiş, 49-55. bahislerde astrolojinin esas meseleleri ele alınmış, 56. bahiste bir güneş saatinin, 57. bahiste ise bazı astronomi aletlerinin yapımı anlatılmıştır.
Batlamyus kinematiğine karşı genelde açık bir tenkit tavrı takınmamış olmakla birlikte Bettani, Batlamyus'un ortaya koyduğu pratik sonuçlar hakkında ciddi bir şüphenin delillerini ortaya koyarak onun güneş apojesinin veya ekliptik eğiminin değişmezliği iddiası gibi yahut gezegen hareketlerinin ana parametrelerinde yaptığı yanlışlıklar gibi pek çok hatasını bazan açıkça, bazan da zımnen düzeltmiştir.
İslam astronomları ekliptik eğiminin değişimi konusuyla hayret verecek kadar erken tarihlerde ilgilenmeye başlamışlardır. Bu değişimin yılda 0,5 saniye mertebesinde pratik değeri olmayan bir farkla vuku bulduğu söylenirse bu bilginlerin ilmi dikkat ve hassasiyetlerinin derecesi daha iyi anlaşılmış olur. Bettani'nin bu konudaki çalışmaları ne ilktir ne de bir istisnadır. Fakat onun modern formüle tam anlamıyla uyan 230 35' değerini bulurken takip ettiği yolu dikkatle anlatması önemlidir. Bettani, Kitabü'z-Zic'in 28. bahsinde dört mevsimin uzunluklarını tesbit için yaptığı gözlemleri anlatmaktadır. Bettani bu gözlemlerden faydalanarak Hipparkhos tarafından milattan önce 140'ta 650 30' bulunan güneş apojesinin büyüyerek 820 17'ya ulaştığını, aksantrisitesinin ise 2P 29' 30'den 2 P 4' 45'ye düştüğünü tesbit etmiştir (1 P yarı çapın 1/60'dır. Bettani'den önce Sabit b. Kurre de (veya Beni Musa) güneş apojesini 820 45' olarak tesbit etmiş ve Hipparkhos'un değeri ile karşılaştırıp 66 yılda 1 değiştiğini hesaplamış ve Batlamyus'un kendi zamanında Hipparkhos'u tekit eden 650 30' değerini bulmuş olmasının imkânsızlığını belirtmiştir. Leverrier formülü, Sabit b. Kurre'nin değerine karşılık 820 50' 22', Bettani'ninkine karşılık 830 45' 10' değerini vermektedir. Bettani'nin güneş yörüngesinin eksantrisitesi için bulduğu 2P 4' 45' değeri modern anlamda 0,017326'ya tekabül eder ve bu değer 880 senesi için bulunan 0,016771 değerine çok yakındır. Bettani itidal noktalarının gerilemesi için de 66 yılda 1 derece değerini bulmuş ve tropik seneyi 365 gün 5 saat 46 dakika 24 saniye olarak hesaplamıştır ki bu değer de 365 gün 5 saat 48 dakika 46 saniye olan gerçek değere çok yakındır.
Bettani'nin diğer önemli keşif ve başarılarından bazıları da şunlardır:

Ayın boylamda ortalama hareketinin tesbiti, güneş ve ayın görünür çaplarının ölçülmesi ve güneşinkinin bir yıl, ayınkinin ise anomal ay zarfında değişimlerinin bulunması, bu buluşlardan hareketle Batlamyus'un imkânsız dediği halka şeklinde güneş tutulmasının mümkün olduğu sonucunun çıkarılması ve ayın tutulma derecesinin hesabı için çok sağlam bir metodun geliştirilmesi.
Astronomi ve küresel trigonometrinin gelişmesinde çok büyük rol oynayan bu kitabın önemi yazılışından üç asır sonra Batı'da da anlaşılmış ve eser Xll. yüzyılda Robertus Retinensis ve Plato Tibastinus tarafından Latince'ye tercüme edilmiştir. İlk tercüme kaybolmuşsa da Plato'nurı tercümesi sonradan tabloları çıkarılarak 1537'de Nürnberg'de ve 1645'te Bologna'da iki defa basılmıştır. Ayrıca İspanya Kralı Alfonso el Sabio'nun emriyle yine XII. yüzyılda Arapça aslından İspanyolcaya da tercüme edilmiştir. Bu tercümenin eksik bir nüshası halen Paris'te Bibliothque de l'Arsenal'de muhafaza edilmektedir. Arapça aslı Escurial nüshası esas alınarak C. A. Nallino tarafından Latince tercümesi ve açıklamalarla birlikte Kitabü'z-Zic'in İbranice ve Grekçe'ye tercüme edilip edilmediği belli olmamakla birlikte yahudi ve Bizanslı yazarlar üzerinde büyük etki bıraktığı anlaşılmaktadır. Çünkü kaynak göstererek veya göstermeden, layık olduğu krediyi vererek veya adını hiç anmadan ondan faydalanan pek çok Ortaçağ yahudi ve hıristiyan bilginin varlığı bilinmektedir. Bu etki XVII. yüzyılın ortalarına kadar devam etmiştir. Copernicus'un Bettani'ye ne kadar çok şey borçlu olduğu. Tycho Brahe'nin çeşitli eserlerinde ve G.B. Ricioli'nin Yeni Almagest adlı kitabında Kitabü'z-Zic'den ne kadar çok iktibas yaptıkları, Kepler ve Galileo'nun da Bettani'nin gözlemleriyle yakından ilgilendikleri bilinmektedir.
2. Kitabü Mari'rifeti metali i'l-bürüc fima beyne erbai'l-felek: Her ne kadar C. A. Nallino, bu eserde Bettani'nin asıl gayesinin astrolojide kullanılan delilleri (heylac) matematik yöntemiyle temellendirmek olduğunu söylüyorsa da gerçekte onun gayesi enlemlerin 00'den 360 'ye kadar değerlerine tekabül eden doğuş (metâli') cedvellerini hazırlamaktır. Dolayısıyla astrolojiden çok astronomiye dair bir eserdir. Şu hususa da işaret etmek gerekir Bettani'den önce Habeş el-Hasib'in yapmış olduğu zicde bu cedvel yoktur, ancak Bettani'den sonra yazılan ziclerde görülmektedir. Bunun müstakil bir eser olduğu dikkate alınırsa büyük bir ihtimalle cedvellerin doğuşun derece ve dakikalarına göre tertip edilmiş olması gerekir. Nitekim bugün modern astronomi de 'reduction l'quateur" (muaddilü'n nihar) adıyla aynı türden cedveller kullanılmaktadır.
3. Risale fi tahkiki akdaril - ittisalat:
4. Şerhu'l - makaleti'l -erba'a li-Batlamyus:
Kaynaklarda Bettani'ye isnat edilen da ha başka eserler varsa da bunların on ait olduğu şüphelidir.
(T.D.V.İslam Ans. 6/9-10)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder


Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı