19 Kasım 2010 Cuma
İSTANBUL BOĞAZI'NA YAPILAN İLK KÖPRÜ
İstanbul Boğazı’na ilk köprü, Pers kralı 1. Dareios’un İskit seferi sırasında Samoslu mimar Mandroklees tarafından MÖ 512 yılında inşa edildi. Gemilerin birbirlerine demir
kıskaçlarla çengellenmesiyle oluşturulan köprü, tarihte ilk defa iki kıtayı
birbirine bağladı.
AA muhabirinin, Murat Arslan’ın "İstanbul’un Antik Çağ Tarihi/Klasik ve
Helenistik Dönemler" adlı kitabından derlediği bilgiye göre, Pers Kralı 1.
Dareios, İskitlere karşı planladığı seferi için son hazırlıklarını tamamladı ve
MÖ 512 yılının baharında ordusunun başında kraliyet şehri Susa’dan yola çıktı.
İstanbul Boğazı kenarındaki Kalkhedon’a (Kadıköy) gelen Pers Kralı,
oradan gemiye binerek Kyaneai Adaları’na doğru yelken açtı. Boğaz üzerinde
Karadeniz’in girişindeki yüksek bir burnun ucuna oturan kral, buradan bilinen
bütün denizlerin en şaşırtıcısı olan Karadeniz’in görülmeye değer doyulmaz
güzelliklerini seyre daldı. Pers Kralı, tekrar gemiye binerek Samoslu mimar
Mandroklees tarafından gemilerin yan yana getirilmesiyle oluşturulan İstanbul
Boğazı’ndaki köprüye doğru yol aldı.
Üzerinde, kalıcı bir köprünün kurulmasına izin vermeyecek derecede derin
ve geniş olan İstanbul Boğazı’nda ayrıca Karadeniz’den Marmara istikametine doğru
üst akıntı köprü yapımını zorlaştırıyordu. Bu bakımdan Mandroklees, daha sonradan
Persler, Helenler ve Romalılar tarafından tecrübe edilen bir teknik kullanarak
tarihte ilk defa iki kıtayı birbirine bağlayan bir köprü oluşturdu.
GEMİLERİ DEMİR KISKAÇLARLA ÇENGELLEDİLER
Bu sisteme göre gemiler önce komut verilir verilmez akıntıda yüzmeye
bırakılırdı. Böylelikle akıntı onları doğal olarak aşağıya doğru sürüklerken, bir
kürekli tekne de onları köprünün kurulması planlanan yere yönlendirirdi. Gemiler
bir kıyıdan karşı kıyıya kadar belli aralıklarla dizilir dizilmez, çapalarının
yanı sıra kabataşlarla doldurulmuş piramit şeklindeki sepetleri akıntıya karşı
tutunmalarını sağlamak için suya indirirlerdi. Bu şekilde gemilerin burunları
Karadeniz ile dik açı yapacak biçimde konumlandırılacağı için boğazın akıntısına
paralel düşer ve akıntı nedeniyle gemileri birbirine bağlayan halatlara binen
yükü azaltırdı.
Böylesine derin ve geniş su kütleleri üzerinde gemiler ayrıca
birbirlerine demir kıskaçlarla çengelleniyordu. Ayrıca boğazda işleyen küçük
teknelerin geçişi için köprüde aralıklar bırakılıyordu. Bütün bunlar
tamamlandıktan sonra gemileri birbirine bağlayan halatları karadan ağaç burgular
ve çıkrıklar kullanarak gererlerdi. Söz konusu halatlar, keten, kenevir
lifleriyle papirüslerden yapılırdı.
Bu şekilde köprünün çatısı oluşturulduktan sonra köprünün eni boyunca
kalın kalaslar kesilirdi. Bunlar teknelerin üzerilerine uzunlamasına peş peşe
dizilirdi. Ardından enlemesine tahtalarla bunlar birbirine tutturulurdu.
Gemilerin aralarında çarpışmaması ve gemiden gemiye geçiş sağlayacak kalasların
desteklenmesi için bağlayıcı ve sabitleştirici çapraz kirişler konurdu. Aynı
süreç, köprüyü tamamlamak için gerekli olduğu sayıda gemiden gemiye yenilenirdi.
Bunların üzerine yine tahtadan bir batan döşenir ve üzerine bir kat toprak
atılırdı. En son olarak da köprünün her iki yanına, yan duvar işlevi görmesi için
merdivenler çakılırdı. Bu korkuluklar, bir yandan atlar ve yük hayvanları
açısından geçişi güvenli kılarken, diğer yandan da yapıyı daha da
güçlendirirdi.
MİMARA ÜCRETİNİN 10 KATI PARA
Pers Kralı Dareios, köprüyü tetkik ettikten sonra hayranlık uyandırıcı
bir işi böylesine kısa bir sürede başardığı için Samoslu mimar Mandroklees’e
ücretinin 10 katını verdi. Mandroklees de bu bağışla, köprüye bakılarak yapılacak
bir resim için ödül koydu. Tabloda, şeref koltuğunda oturan Dareios’un, boğaz
üzerinde gemilerin bir araya getirilmesiyle inşa edilen köprü üzerinden Asya’dan
Avrupa kıtasına geçen Pers ordusunu seyredişi resmedildi.
Mandroklees, tablo üzerine "Mandroklees, balığı bol Bosporos’ta bir
köprü inşa etti/Yaptığı bu işin anısını tanrıça Hera’ya sungu olarak ayırdı/Kral
Dareios’un planını başarıyla yerine getirerek/Hem kendi onur tacı elde etti, hem
de Samoslular’ın ününü artırdı" dizelerini yazdıktan sonra adak olarak Hera
Tapınağı’nın duvarına astırdı.
Dareios, Mandroklees’i mükafatlandırdıktan sonra MÖ 512 yılında 740 metre
genişliğindeki köprüden Avrupa’ya geçti. Daha sonra boğaz üzerindeki köprüyü
oluşturan gemiler ayrıldı. Böylelikle Pers donanması, çeşitli filolar halinde
Byzantion, Kalkhedon limanları ile İstanbul Boğazı kıyılarında demir attı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder