21 Şubat 2011 Pazartesi

Gece kur’ân okumanın fazileti, YATAĞA UZANILDIĞINDA OKUNMASI TAVSİYE EDİLEN SÛRELER, GECEDE NE KADAR KUR’ÂN OKUMALIYIZ?

Gece kur’ân okumanın fazileti

Allah Teâlâ Kur’ân-ı Kerim’de buyuruyor ki: “Kitap ehli içinde gece saatlerinde kalkıp Allah’ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanan bir topluluk vardır. Onlar iyiliği emreder salihlerdendir.”[1] Allah’a ve ahiret gününe inanırlar kötülükten men ederler; hayır işlerine koşarlar. İşte Onlar 166. Ebu İmran el-Ensari Radıyallahü anh’den rivayetle; Nebi Aleyhisselâm buyurdu: “Üç göze ateş asla zarar vermez:
1- Allah korkusundan dolayı ağlayan göz
2- Allah’ın Kitab’ını okuyarak uykusuz kalan göz
3- Allah yolunda (düşman karşısında) nöbet bekleyen göz.”[2]
167.
Ebu Zer Radıyallahü anh’den rivayetle; Nebi Aleyhisselâm buyurdu: “Üç kimse vardır ki Aziz ve Celil olan Allah onları sever; Bir adam tanımadığı bir gruba gider Allah’ın adını anarak onlardan bir şey isterse ve onlar vermediği zaman içlerinden biri gerileyip o adama Aziz ve Celîl olan Allah’la kendisinden başka hiç kimsenin bilmeyeceği şekilde gizlice verirse işte o veren adam Allah’ın sevdiği üç kişiden biridir.
Gece yola devam eden kafile konaklayıp uyuduklarında
Bir müfrezeye katılıp da bozguna uğradıkları zaman şehid edilinceye veya fetih nasip oluncaya kadar ilerleyen kimse de Allah’ın sevdiği üç grup insandan biridir.”[3]
uykunun hiçbir şeyle değiştirilmeyeceği bir zamanda 168. Abdurrahman b. Esved Radıyallahü anh’dan rivayetle: Her kim bir gecede Bakara sûresini okursa Cennette ona bir taç giydirilir.”[4]
169.
Abdullah İbn Mes’ud Radıyallahü anh’den rivayetle; Rasûlüllah Sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz buyurdu: “Geceleyin Bakara sûresinin son iki ayetini (Âmenerrasûlü’yü) okuyan kimseye bu (sevab olarak) yeter.”[5]
170.
Abdullah İbn Mes’ud Radıyallahü anh’den rivayetle; Rasûlüllah Sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu: “Allah Teâlâ gece yarılarında ibadet eden Bakara ve Âl-i İmran sûrelerini okuyan kişiyi (dünyada ve ahirette) mahrum etmez.” [6]
171.
Abdullah b. Abbas Radıyallahü anh anlatıyor: ‘Nebi Sallallahü aleyhi ve sellem gece yarısına kadar uyudu. Gece yarısından biraz önce miydi sonra mıydı bilemiyorum efendimiz uyandı. (Yatakta) oturur vaziyete geldi elleri ile yüzünü ovuşturdu ve Âl-i İmran sûresinin son on ayetini okudu. Daha sonra da gece namazını kılmak için ayağa kalktı…’[7]
172.
Abdurrahman b. Avf Radıyallahü anh’den rivayetle; Peygamberin ashabından biri şöyle anlatmıştır: ‘Nebi Aleyhisselâm ile bir yolculukta idim. (Gece) namazını nasıl kıldığını görmek için gözetlemeye başladım. Yatsı namazını kıldıktan sonra gecenin uzun bir bölümünü yatarak geçirdi. Sonra uyandı ve ufka bakarak Âl-i İmran sûresinin 191-194. ayetlerini okudu. Sonra elini yatağına uzatıp oradan misvağını aldı yanındaki kaptan bardağa su koyarak dişlerini misvakladı. (Daha sonra da abdest alıp gece) namazına durdu…’[8]
173.
Osman Radıyallahü anh’den rivayetle: ‘Kim bir gecede Âl-i İmran sûresinin sonunu okursa ona bir geceyi tamamen ibadetle geçirmiş gibi sevap yazılır!’[9]
174.
Ömer İbn Hattab Radıyallahü anh’den rivayetle; Rasûlüllah Sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz buyurdu: “Bana kesinlikle vahyedildi ki kim herhangi bir gecede:
herkesin başını yastığa koyduğu bir anda kalkıp sessizce Allah’a dûa eden ve O’nun ayetlerini okuyan adam da Allah’ın sevdiği üç kişiden ikincisidir.

فَمَنْ كَانَ يَرْجُوا لِقَاءَ رَبِّهِ فَلْيَعْمَلْ عَمَلاً صَالِحًا وَلاَ يُشْرِكْ بِعِبَادَةِ رَبِّهِ اَحَدًا

(Artık kim Rabb’ine kavuşmayı umuyorsa hayırlı ve düzgün davranışlar ortaya koysun. Rabb’ine yaptığı ibadette hiç kimseyi ve hiç birşeyi ortak koşmasın. Kehf 18/110) ayetini okursa bu okuyuş kendisi için (Yemen Denizindeki) Aden-i Ebyen (denen bir adadan) Mekke’ye kadar (olan bölgeyi aydınlatan) içi meleklerle dolu bir nur olur.”[10]
175.
Zirr b. Hubeyş Radıyallahü anh’den rivayetle: ‘Kim
Ravilerden Abde: ‘Bu haber üzerine biz bunu denedik de istediğimiz zamanda kalkdık dedi.’[11]
gece kalkmak istediği zaman Kehf sûresinin sonunu okursa 176. Cündüb Radıyallahü anh’den rivayetle; Rasûlüllah Sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu: “Kim bir gecede Allah’ın rızasını isteyerek Yâsîn sûresini okursa[12] bağışlanır.” 177. Enes b. Malik Radıyallahü anh’den rivayetle; Nebi Aleyhisselâm buyurdu: “Kim her gece Yâsîn sûresini okumaya devam ederse öldüğünde şehid olarak ölmüş olur.”[13]
178.
Ebu Hüreyre Radıyallahü anh’den rivayetle; Rasûlüllah Sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz buyurdu: “Kim geceleyin Duhan sûresini okursa sabaha kadar yetmiş bin Melek günahlarının bağışlanması için dua ederler.”[14]
179.
Aişe Radıyallahü anha’dan rivayetle; Rasûlüllah Sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz buyurdu: “Her kim bir gece içerisinde Secde Yâsîn Kamer ve Tebârake sûrelerini okursa bu sûreler kendisi için ‘Nur’ olur.”[15]
180.
İbn ed-Dirris Radıyallahü anh’den rivayetle; Rasûlüllah Sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz buyurdu: “Kim her iki gecede bir Kamer sûresini okursa Allah onun yüzünü ayın ondördü gibi parlak olarak haşreder.”[16]
181.
İbn Abbas Radıyallahü anh’den rivayetle; Rasûlüllah Sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu: “Bir kimse her gece Vakıâ sûresini okursa ona ebedi olarak fakirlik isabet etmez. Ve bir kimse de her gece Kıyamet sûresini okursa ayın ondördü gibi olduğu halde Allah’a kavuşmuş olur.”[17] kıyamet günü yüzü 182. Enes b. Malik Radıyallahü anh’den rivayetle; Nebi Sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu: “Her kim bir gecede Zilzâl’ sûresini okursa onun için bu sûre Kur’ân’ın yarısına denk tutulur. Her kim ‘Kafirun’ sûresini okursa kendisi için bu sûre Kur’ân’ın üçte birine denk tutulur.”[18] bu sûre onun için Kur’ân’ın dörtte birine denk tutulur. Her kim ‘İhlâs’ sûresini okursa 183. Ömer İbn Hattab Radıyallahü anh’den rivayetle; Nebi Sallallahü aleyhi ve sellem: “Kim bir gecede bin âyet okursa Allah Celle Celâlühü onu gülerek karşılar” buyurdu.
Ashab: ‘Bin âyet okumaya kimin gücü yeter?’ dediler.
Nebi Sallallahü aleyhi ve sellem: “Canım elinde olan Allah’a andolsun ki Tekâsür sûresi bin ayete bedeldir” buyurdu.[19]
184.
Ebu Said el-Hudri Radıyallahü anh’den rivayetle; Birisi bir başkasının (bütün gece) İhlâs sûresini tekrarladığını duymuş. Sabah olunca Rasûlüllah Sallallahü aleyhi ve selleme gelir ve o hadiseyi anlatır. Adam sadece bu sûrenin okunulmasını az bir şey olarak görüyor gibiydi.
Nebi Sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu: “Canım elinde olan Allah’a yemin ederim ki bu sûreyi okumak Kur’ân’ın üçte birini (okumaya) denktir.”[20]
185.
Ebu Said el-Hudri Radıyallahü anh’den rivayetle; Rasûlüllah Sallallahü aleyhi ve sellem: “Sizden biri bir gecede Kur’ân’ın üçte birini okumaktan aciz midir?” buyurdu.
Bu ashaba ağır gelince Nebi aleyhisselam: “(O halde) İhlâs sûresini okuyunuz. (Çünkü) O Kur’ân’ın üçte birine denktir” buyurdu.[21]
AÇIKLAMA


Kur’ân-ı Kerim üç ana konudan müteşekkildir. Bunlar: Tevhid
nübüvvet ve ahirettir. İhlâs sûresi de Tevhidi anlattığı için Kur’ân’ın üçte biri mesabesindedir.
186.
Ukbe b. Âmir Radıyallahü anh anlatıyor: ’Rasûlüllah Sallallahü aleyhi ve sellem ile karşılaştım. Bana: “Ey Ukbe! Sana ne Kur’ân’da ne İncil’de ne Zebur’da ve ne de Tevrat’ta denkleri olmayan bir takım sûreleri öğreteyim mi ki sen onları her gece okursun” dedi. (Ve bunların): ‘İhlâs Felâk ve Nâs’ sûreleri olduğunu açıkladı.”[22]
187.
Ömer Radıyallahü anh’den rivayetle; Rasûlüllah Sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz buyurdu: “Kim gece kalkamayıp Kur’ân’dan ayırdığı hizbi okuyamazsa sonra O’nu sabah namazı ile öğle namazı arasında okusun. Bu takdirde sanki gece okumuş gibi sevap kendisine yazılır.”[23]
188.
Evs b. Huzeyfe Radıyallahü anh’den rivayetle: Nebi Aleyhisselâm bir gece her zamanki geldiği vakitden sonra geldi.
Ben: ‘Ya Rasûlallah! Bu gece bize gelmekte geciktiniz’ dedim.
Rasûlüllah Sallallahü aleyhi ve sellem: “Kur’ân’dan hizbimi (okumayı adet edindiğim bölümü okuduğum vakitte okumadığımı hatırladığım için) hemen okumaya koyuldum. Başladığım bir ibadeti tamamlamadan çıkmaktan hoşlanmam” buyurdu.[24]


YATAĞA UZANILDIĞINDA OKUNMASI TAVSİYE EDİLEN SÛRELER



Allah Teâlâ Kur’ân-ı Kerim’de buyuruyor: “O kimseler ki; Allah’ı ayakta
oturdukları halde ve yanları üzere yaslandıkları halde zikrederler.”[25]
189.
Ebu Hüreyre Radıyallahü anh’den rivayetle; Nebi Aleyhisselâm buyurdu: “Kur’ân’ı öğreniniz ve yatağınıza uzanırken O’nu okuyunuz. Çünkü Kur’ân’ı öğrenip okuyan ve O’nunla amel eden kimsenin durumu misk dolu torbaya benzer. Kokusu her tarafa yayılır. Kur’ân bilgisi olup ta O’nu çevresine yaymayarak yatıp uyuyan kimse ise ağzı bağlanmış misk kutusuna benzer ki çevresi ondan faydalanamaz.”[26]
190.
Şeddad b. Evs Radıyallahü anh’den rivayetle; Nebi Aleyhisselâm buyurdu: “Allah Teâlâ’nın Kitab’ından bir sûreyi okuyarak yatağına yatan bir müslümana Allah Celle Celâlühü vekil olarak bir melek gönderir. Melek onu korur[27] uyanıp kalkıncaya kadar ona zarar verecek bir şey yaklaşamaz.” 191. Enes b. Malik Radıyallahü anh’den rivayetle; Nebi Aleyhisselâm buyurdu: “Yatağına uzandığın zaman Fatiha ve İhlâs sûresini okursan ölüm hariç her şeyden emin olursun.”[28]
192.
Ali Kerramallahü veche’den rivayetle; Rasûlüllah Sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu: “Her kim O (Ayet el-Kürsi’yi) yatacağı zaman okursa Allah Teâlâ ona; kendi evi komşusunun evi ve etraftaki evler hakkında emniyet verir.”[29]
193.
Ebu Hüreyre Radıyallahü anh’den rivayetle; ‘Nebi Sallallahü aleyhi ve sellem bana Ramazan ayının zekat malını bekleme görevi verdi. (Bu esnada) biri yanıma geldi ve yiyecekten avuçlamaya başladı ben de onu yakaladım ve: ‘Seni Allah’ın Rasûlüne götüreceğim’ dedim.
- ‘Ben muhtacım çocuklarım ve ben çok sıkıntılı bir durumdayız’ dedi. Bunun üzerine onu serbest bıraktım. Sabah olunca Nebi Sallallahü aleyhi ve sellem bana sordu: “Dün geceki esirin ne yaptı ve ona ne oldu?” Dedim ki: ‘Ey Allah’ın Rasûlü! Onu yakaladım çok muhtaç olduğunu söyleyince ona acıdım ve serbest bıraktım.’
Nebi Aleyhisselâm: “O sana yalan söylemiştir gene gelecektir” buyurdu. Ben de Efendimizin sözüne binaen beklemeye başladım. Nihayet geldi ve yine yiyeceği avuçlamaya başladı. Onu yakalayarak: ‘Seni Allah’ın Rasûlüne ileteceğim’ dedim. Bana çok muhtaç durumda olduğunu ve bir daha hiç gelmeyeceğini söyleyince acıdım ve bıraktım. Sabah olunca Nebi Aleyhisselâm yine sordu: “Ey Ebu Hüreyre! Dün geceki esirin ne yaptı?” Dedim ki: ‘Ey Allah’ın Rasûlü! Halinden şikayet etti kendi ve çoluk çocuğunun aç olduğunu söyleyince acıyıp bıraktım.’
Nebi Sallallahü aleyhi ve sellem: “O sana yalan söylemiştir yine gelecektir” buyurdu. Üçüncü kez bekledim yine geldi yiyeceği avuçlamaya başlayınca yakaladım ve: ‘Seni Allah Rasûlüne götüreceğim. Üç seferdir sen hep aynı şeyi söylüyorsun; her seferinde tekrar gelmeyeceğine dair söz veriyorsun fakat yine geliyorsun’ dedim.
- ‘Bırak beni sana faydalanabileceğin birkaç kelâm öğreteceğim’ dedi.
- ‘Nedir onlar?’ diye sordum.
- ‘Yatağına vardığın zaman ‘Ayet el-Kürsî’ denilen ‘Allah-ü lâ ilâhe illâ hüv…’ ayetini sonuna kadar oku! Mutlaka Allah tarafından bir bekçi gönderilir seni korur ve şeytan da sana kesinlikle yaklaşamaz. Sabaha kadar bu böyle devam eder.’ Bunun üzerine onu tekrar serbest bıraktım. Sabah olunca Nebi Aleyhisselâm sordu: “Ey Ebu Hüreyre! Esirin ne yaptı?” Dedim ki: ‘Ey Allah’ın Rasûlü! Bana yarayacak birkaç kelâm öğreteceğini söyledi ben de onu serbest bıraktım.’
Nebi Aleyhisselâm: “Neymiş onlar?” diye sorunca şöyle dedim: ‘O bana dedi ki: ‘Yatağına vardığın zaman âyet el-Kürsî denilen ‘Allah ü lâ ilâhe illâ hüv…’ü başından sonuna kadar oku! Sabaha kadar seni korumak için Allah tarafından bir koruyucu gönderilir ve şeytan da sana ancak bu sefer doğru söylemiştir. Ey Ebu Hüreyre! Üç günden beri sana gelip giden kimdi bilir misin?” Ben: ‘Hayır’ dedim. Nebi Aleyhisselâm: “O şeytan idi” buyurdu.[30]
kesinlikle yaklaşamaz.’ Bunun üzerine Nebi Aleyhisselâm şöyle buyurdu: “O yalancının tekidir 194. Nebi Sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu: “Her kim Âl-i İmran sûresinin 18. ayet-i kerimesini uyuyacağı zaman okursa Allah Teâlâ bu sebeple yetmişbin melek yaratır onları okuyan için kıyamet gününe kadar istiğfar ederler. Allah Teâlâ da kıyamet gününde: “Şüphesiz bu kulumun benim yanımda bir emaneti vardır emaneti en çok koruyan Benim kulumu Cennet’e girdirin” buyurur:[31]
(istediği zaman) kalkar!’ dedi.


شَهِدَ اللهُ اَنَّهُ لآ اِلَهَ اِلاَّ هُوَ وَالْمَلَئِكَةُ وَاُولُوا الْعِلْمِ قَآئِمًا بِالْقِسْطِ لآ اِلَهَ اِلاَّ هُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ

(Allah kendisinden başka ilâh olmadığına şahittir. Melekler ve İlim sahipleri de adaletle şahittir (ki O’ndan başka ilâh yoktur. O) Aziz’dir Hakim’dir)”[32]
195.
Nebi Sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu: “Her kim Kehf sûresinin 110. ayetini okursa o kişi için yattığı yerden Mekke’ye kadar parlayan bir nur olur ki o nurun içi meleklerle doludur. Melekler o kişiye yattığı yerden kalkıncaya kadar ona dûa ederler. Mekke’de iken bu ayeti okursa yattığı yerden Beyt-i Ma’mur’a kadar parıl parıl parlayan bir nur ona ihsan edilir ki o nurun içi meleklerle doludur. O kişi uyanıncaya kadar o melekler[33] kendisine dûa ve istiğfar ederler:


قُلْ اِنَّمَا اَنَا بَشَرٌ مِثْلُكُمْ يُوحَى اِلَىَّ اَنَّمَا اِلَهُكُمْ اِلَهٌ وَاحِدٌ فَمَنْ كَانَ يَرْجُوا لِقَاءَ رَبِّهِ فَلْيَعْمَلْ عَمَلاً صَالِحًا وَلاَ يُشْرِكْ بِعِبَادَةِ رَبِّهِ اَحَدًا

(De ki: ‘Ben de sizin gibi bir insanım; İlâhınızın bir tek ilâh olduğu bana vahyolunuyor. Kim Rabb’ine kavuşmayı arzu ediyorsa iyi iş yapsın ve Rabb’ine (yaptığı) ibadete hiç kimseyi ortak etmesin.)”[34]
196.
Câbir b. Abdullah Radıyallahü anh’den rivayetle: Nebi Sallallahü aleyhi ve sellem ‘Elif Lâm Mîm’ Tenzil (Secde) ve Tebârake (Mülk) sûrelerini okumadıkça uyumazdı.[35]
197.
Ebu Zübeyr Radıyallahü anh’den rivayetle: ‘Elif Lâm ona yetmiş sevap yazılır[36] Mîm’ Tenzil (Secde) ve Tebârake (Mülk) sûreleri Kur’ân’da bulunan her sûreye yetmiş sevapla üstündürler. Bunları kim (uyumadan önce) okursa yetmiş derece yükseltilir ve yetmiş günahı da düşürülür. 198. Aişe Radıyallahü anha’dan rivayetle; Rasûl-i Ekrem Sallallahü aleyhi ve sellem bir adama yatağına yatacağı vakit Haşr sûresini okumayı vasiyet etmiş: “Ölürsen şehit olarak ölür veya cennet ehlinden olursun” demiştir.[37]
199.
Halid b. Ma’dan Radıyallahü anh’den rivayetle; Nebi Aleyhisselâm uyuyacağı sırada ‘Müsebbihat’ı okur ve: “Şüphesiz bunlarda bin ayete denk bir âyet vardır” buyurmuştur.[38]
AÇIKLAMA


Müsebbihat ismi verilen sûreler: ‘Sübhane’
‘Sebbeha’ Haşr Saff Cuma Teğabün ve A’lâ sûreleridir. Bu sûrelerde bin ayete denk olan ayetin hangi âyet olduğu kesin olarak bilinmemektedir. Ancak Hadid sûresinin 3. ayeti: ‘Yüsebbihu’ veya ‘Sebbih’ kelimeleriyle başlayan İsra
Hadid

هُوَ اْلاَوَّلُ وَاْلآخِرُ وَالظَّاهِرُ وَالْبَاطِنُ وَهُوَ بِكُلِّ شَىْءٍ عَلِيمٌ


(O ilktir sondur zahirdir batındır. O her şeyi bilendir)[39] veya:


لَوْ اَنْزَلْنَا هَذَا الْقُرْاَنَ عَلَى جَبَلٍ لَرَاَيْتَهُ خَاشِعًا مُتَصَدِّعًا مِنْ خَشْيَةِ اللهِ وَتِلْكَ اْلاَمْثَالُ نَضْرِبُهَا لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ

(Eğer biz bu Kur’ân’ı bir dağa indirseydik muhakkak ki O’nu Allah korkusundan baş eğerek parça parça olmuş görürdün. Bu misalleri insanlara düşünsünler diye veriyoruz)[40] ayeti olduğu söylenmektedir. Doğrusunu Allah bilir.[41]
200.
Nevfel b. Muaviye Radıyallahü anh’den rivayetle; Rasûlüllah Sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz buyurdu: “Geceleyin yatağına uzandığında Kafirun sûresini oku. Sonra bir şey konuşmadan uyu. Şüphesiz bu şirkten kurtuluştur.”[42]
201.
Enes Radıyallahü anh’den rivayetle; Nebi Aleyhisselâm buyurdu: “Kim yatağına uzanıp sağ tarafına yatar ve yüz kere İhlâs sûresini okursa kıyamet gününde Rabb Teâlâ ona şöyle der: ‘Haydi sağ tarafından Cennet’e gir!”[43]
202.
Ukbe Radıyallahü anh’den rivayetle; Rasûlüllah Sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz: “Ey Ukbe Felâk ve Nâs sûrelerini okumadan uyuma!” buyurdu.
Ukbe Radıyallahü anh: ‘(O günden itibaren) bunları okumadan asla uyumadım’ dedi.[44]
203.
Aişe Radıyallahü anha’dan rivayetle; ‘Rasûlüllah Sallallahü aleyhi ve sellem yatmak üzere yatağına geldiğinde ‘Felâk ve Nâs sûrelerini’ okur ellerine üfler ve okuyup üflediği bu elleriyle vücudunu sıvazlardı.’[45]
204.
Ebu’l-Âliye Radıyallahü anh’e göre: “Kişinin Kur’ân’ı öğrenip sonra O’nu okumadan yatağa yatması büyük bir günahtır.”[46]

GECEDE NE KADAR KUR’ÂN OKUMALIYIZ?



Allah Teâlâ Kur’ân’da buyuruyor ki: “Ey örtünüp bürünen veya peygamberlik yükünü yüklenmiş insan. Gece biraz ilerleyince namaz için kalk. Gecenin yarısı kadar veya ondan biraz eksilterek ibadet et. Yahut o yarısının üzerine ilave edip artır. Gece kulluğunda Kur’ân’ı da açık açık ve tane tane oku.”
[47]
205.
Ebu Hüreyre Radıyallahü anh’den rivayetle; Rasûlüllah Sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz buyurdu: “Kim bir gecede on âyet okursa gafil kimselerden yazılmaz.”[48]
206.
Enes Radıyallahü anh’den rivayetle; Rasûl-i Ekrem Sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz buyurdu: “Bilin ki o gafiller listesine yazılmaz hafizûn (Allah’ın hükümlerini koruyanlar) arasına yazılır. Kim gecede yüz âyet okursa Kanitûn (abidler) arasına yazılır. Kim gecede ikiyüz âyet okursa[49] kim bir gecede elli âyet okursa ondan Kur’ân davacı olmaz. Gecede beşyüz ile bin âyet okuyanlar ise kendilerine Cennette büyük makamlar ihsan edilmiş olarak sabahlarlar.” 207. Ebu Hüreyre Radıyallahü anh’den rivayetle; Rasûlüllah Sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu: “Kim şu farz namazları vaktinde kılarsa gafillerden yazılmaz. Ve kim bir gecede yüz âyet okursa itaat edenlerden yazılır ona (tam) bir gece ibadet (yapmış gibi sevap) yazılır.”[50] (onun) ismi gafillerin defterine yazılmaz 208. Ebu’d-Derda Radıyallahü anh’den rivayetle; Rasûlüllah Sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz buyurdu: “Kim bir gecede ikiyüz âyet okursa kendilerini taat ve ibadete verenler (kanitûn)’dan yazılır.”[51]
209.
Hasan Radıyallahü anh’den rivayetle; Rasûlüllah Sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz buyurdu: “Kim bir gecede yüz âyet okursa (Kur’ân) o gece onunla tartışmaya girmez. Kim bir gecede ikiyüz âyet okursa ona (tam) bir gece ibadeti sevabı yazılır. Kim de bir gecede beşyüz ayetten bin ayete kadar okursa ahirette bir kıntar sevabı olduğu halde sabahlar.” Orada bulunanlar: “Kıntar’ nedir?” diye sordular. Nebi Aleyhisselâm: “Onikibin Ukiyye (400 Dirhemlik ağırlık ölçüsü yani 1.283 kgr.)” karşılığını verdi.[52]
210.
Ebu’d-Derda Radıyallahü anh’den rivayetle; Rasûlüllah Sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu: “Kim bin âyet okursa ona bir Kıntar sevap yazılır! Bu kıntarın bir kıratı büyük bir tepe gibidir.”[53]

[1]
Âl-i İmran sûresi 3/113-14.

[2]
Kitabü’l-Cihad Abdullah İbnü’l-Mübarek s120 H. No: 67.

[3]
Tirmizi 2/2567 / Nesâi 1/1597 2/2523.

[4]
Kitabü’z-Zühd Ahmed bin Hanbel 2/2106.

[5]
Buhari 1607 / Müslim 4/807-808 / Ebu Davud 5/1397 / Tirmizi 3/2881 / İbn Mâce 4/1368-69 / Dârimî 6/3391.

[6]
Tergib ve Terhib c.2 s.52.

[7]
Nesâi 1/1602 / Muvatta c.1 s.214 / El-Müsned 6/1890.
[8]
Nesâi 1/1608 / El-Müsned 6/1894.

[9]
Dârimî 6/3399.

[10]
Mecmau’z-Zevaid 10/126 / Hz. Peygamberin ve Sahabenin Dilinden Kur’ân’ın Faziletleri Doç. Dr. Abdullah AYDEMİR s.194.

[11]
Dârimî 6/3409.

[12]
Dârimî 6/3418-20 / Terğib ve Terhib c.3 s.314 / Camiü’s-Sağir 3/3727 / Tac c.5 s.57 / Mu’cemü’s-Sağir 1/289.
[13]
Mu’cemü’s-Sağir 2/695.

[14]
Tirmizi 3/2888 / Dârimî 6/3424.

[15]
İthaf 5/154 - Dualarım A. Mahmud ÜNLÜ s.283.

[16]
Fethü’l-Kadir 5/119 - Hz. Peygamberin ve Sahabenin Dilinden Kur’ân’ın Faziletleri Doç. Dr. Abdullah AYDEMİR s.219.
[17]
Cem’ul-Fevâid 4/6755.

[18]
Tirmizi 3/2893-94.

[19]
Âlusi 30/223 - Fethül Beyan 10/433 - Fethü’l-Kadir Doç. Dr. Abdullah AYDEMİR s.240. 5/487- Hz. Peygamberin ve Sahabenin Dilinden Kur’ân’ın Faziletleri
[20]
Buhari 1809 / Ebu Davud 5/1461 / Nesâi 1/985 / İbn Mâce 9/3789 / Muvatta c.1 s.357 / Dârimî 6/3439.

[21]
Buhari 1810 / Müslim 4/811 / Tirmizi 3/2896 / Dârimî 6/3434 3440.

[22]
Müsned 4/148 - Hz. Peygamberin ve Sahabenin Dilinden Kur’ân’ın Faziletleri Doç. Dr. Abdullah AYDEMİR s.125.

[23]
Buhari 1607 / Müslim 4/747 / Ebu Davud 5/1313 / Tirmizi 1/581 / Nesâi 1/1767 / İbn Mâce 4/1343 / Muvatta c.1 s.348 / Dârimî 3/1485.

[24]
İbn Mâce 4/1345.

[25]
Âl-i İmran sûresi3/191.

[26]
Tirmizi 3/2876 / İbn Mâce 1/217.

[27]
Tirmizi 3/3407.

[28]
Tergib ve Terhib c.2 s.25 / Camiü’s-Sağir 1/502.

[29]
Şuâbü’l-İman 2/458 (2395) - Dualarım A. Mahmud ÜNLÜ s.212-13.
[30]
Buhari 1068 / Tirmizi 3/2880.

[31]
Medarikü’t-Tenzil 1/149 - Dualarım A. Mahmud ÜNLÜ s.225.
[32]
Âl-i İmran sûresi 3/18.

[33]
Mecmau’z-Zevaid 10/129 - Dualarım A. Mahmud ÜNLÜ s.227.
[34]
Kehf sûresi 18/110.

[35]
Tirmizi 3/2892 / Dârimî 6/3414.

[36]
Edebü’l-Müfred İmam Buhari 2/1027.

[37]
Âmelü’l-Yevm ve’l-Leyl İmam Nesâi 718.

[38]
Ebû Dâvûd 16/5057 / Tirmizi 3/2921 / Dârimî 6/3427.

[39]
Hadid sûresi 57/3.

[40]
Haşr sûresi 59/21.

[41]
Sünen-i Dârimî Şerhi c.6 s.461.

[42]
Ebu Davud 16/5055 / Dârimî 6/3430.

[43]
Tirmizi 3/2898.

[44]
Nesâi 3/5342.

[45]
Buhari 1811 / Ebu Davud 16/5056 / Tirmizi 3/3402 / İbn Mâce 10/3875 / Muvatta c.2 s.942-43.

[46]
Kitâbü’z-Zühd Ahmed bin Hanbel 2/1752.

[47]
Müzzemmil sûresi 73/1-4.

[48]
Ebu Davud 5/1398 / Dârimî 6/3445.

[49]
Dârimî 6/3460.

[50]
Dârimî 6/3451-57 / Amelü’l-Yevm ve’l-Leyl İmam Nesâi 717.

[51]
Dârimî 6/3459.

[52]
Dârimî 6/3462.

[53]
Ebu Davud 5/1398 / Dârimî 6/3466.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder


Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı