ALLAH YOLUNA GİREMEME, AYIPLAMA, CAMİYE GİTME, İLİM ÖĞRENME, AĞAÇ DİKME, İFTAR VERME,ALDATAN, ALLAH İÇİN SAVAŞAN, KÖRE YARDIM ETME,KUR'AN HAK.KONUŞMA, KADİR GECESİ, RİYA

3700. [6:182, Hadîs No: 8867]
Sehl bin Sa'd'dan (r.a.) rivayetle:
Ümmetimden yetmiş sene ömür verilen kişinin Allah, yoluna gir­meye zaman ve firsat bulamama konusundaki mazeretini ortadan kaldırmıştır. [1]

3701. [6:183, Hadîs No: 8869]
Muaz (r.a.) rivayet ediyor:
Kim din kardeşini tevbe ettiği bir günahtan dolayı ayıplarsa, aynı­sını işlemedikçe ölmez. [2]

3702. [6:183, Hadîs No: 8870]
Ebû Hüreyre'den (r.a.) rivayetle:
Kim ki sabah camiye gidip gelirse Allah her gidip geldikçe ona Cennette bir sofra hazırlar. [3]

3703. [6:183, Hadîs No: 8872]
Ebû Said (r.a.) Peygamber Efendimizin (a.s.m.) şöyle buyurdukla­rını rivayet ediyor:
Dinini öğretmek uğrunda sabah veya akşam gidip gelen kimse Cennettedir. [4]

3704. [6:184, Hadîs No: 8873]
Ebu'd-Derda'dan rivayetle:
Kim bir ağaç diker de ondan bir insan veya yaratıklarından her­hangi bir yaratık yerse bu mutlaka onun için sadaka olur. [5]

3705. [6:186, Hadîs No: 8881]
Îbni Mes'ûd (r.a.) rivayet ediyor;
Bizi aldatan bizden değildir. Hile yapıp tuzak kuranlar Cehen­nemdedir. [6]

3706- [6:187, Hadîs No: 8890]
Zeyd bin Halid'den (r.a.) rivayetle:
Kim bir oruçluya iftar ettirirse veya cihada çıkan bir kimseyi do­natırsa onun sevaba kadar sevap kazanır. [7]

3707- [6:187, Hadîs No: 8891]
Ebû Musa (r.a.) rivayet ediyor:
Allah'ın sözünün en yüksek olması için savaşandır Allah yolunda olan. [8]

3708- [6:188, Hadîs No: 8892]
Amr binAbese'den (r.a.) rivayetle:
Kim bir devenin iki sağımı arası kadar olsun Allah yolunda sava­şırsa, Allah onun vücudunu Cehennem ateşine haram kılar. [9]

3709. [6:188, Hadîs No: 8893]
îbni Ömer (r.a.) rivayet ediyor:.
Kim ki iki gözü görmeyene elinden tutup kırk adım kadar yol gö­türürse Cennet kendisi için vacip olur. [10]

Bu hadiste mü'minleri sakat, kötürüm, yardıma muhtaç kimselerin iyiliğine koşmaya, onların ellerinden tutmaya büyük bir teşvik vardır.
Cenab-ı Hak şu geçici dünya hanında kullarını değişik şekillerde denemek­tedir. İ
mtihan gereği bazılarına bir kısım nimetler vermekte, 
bazılarını da bun­lardan mahrum bırakmaktadır. 
Gözsüz, elsiz, ayaksız insanlar bu hallerine sab­rettikleri takdirde 
âhirette büyük nimetlere gark olacaklardır. Bu arada bu organlara 
sahip olan kimselere de bir kısım sorumluluklar düşmektedir. 
Her ni­metin şükrü kendi cinsinden olacağı için gözü olan 
bir taraftan gözsüzlere bakıp o nimete sahip olduğu için 
şükrederken diğer taraftan mümkün olduğunca göz­süzlere 
yardım edecektir. Bir an için insan kendini onların yerine 
koyduğunda Allah'a ne kadar şükretmesi gerektiğini anlayacak 
ve özürlü veya sakat bir kim­seyle karşılaştığında 
da ona elinden gelen yardımı esirgemeyecektir.
Allah böylesine samimiyetle, ihlasla iyiliğe 
koşanları hem dünyada, hem âhi­rette umulmadık 
mükafatlarla mükâfatlandıracaktır. Bunun âhiretteki
mükâfatı da Cennettir.
Bu hadisi okuyunca, "İki gözü görmeyeni elinden tutup 
kırk adım götürmekle insan Cennete gidiyorsa, biz bunun 
yüz mislini yaparız" diyenler çıkabilir. Ha­diste herşeyden 
önce iyiliği Allah için yapma, yani ihlasla hareket etmeye 
dikkat çekilmiş, insanı hangi noktalara kadar göterebifeceği 
gösterilmiştir. Bilinmelidir ki böyle küçük gibi görülen 
bir hareketin, bile ihlasla yapıldığında insanı 
Cenne­te götürmesi imkânsız değildir. Burada mühim olan
o iyiliğin kimin namına ya­pılmış olduğudur. 
Allah rızası için yapıldığına ve mükâfatı da Allah vereceğine
ve Onun hazinesinde herşey bol olduğuna göre hayra, 
iyiliğe koşmaktan başka yol yoktur. Hadis-i şerife "Bu hareketi 
yapan herkes muhakkak Cennete gider" mantığıyla yaklaşmaktansa, 
"Böyle bir harekette Cennete girmek de söz konu­sudur. 
İyiliğin küçüğüne, büyüğüne bakılmadan hepsine koşulmalı, 
muhtaçların ellerinden tutulmalıdır.
İki gözü görmeyen bir kimsenin elinden tutup kırk adım 
yürütmekte de Allah'ın rızasını yakalayıp Cennete 
gitmek vardır. Hangi iyi ha­reketin bizi Allah'ın rızasına 
götüreceğini bilemeyiz" diye düşünmelidir. Yoksa insan, 
"Tamam ben bir defa âmâ bir kişiyi yoldan geçirmiştim. 
Öyleyse Cenneti garantiledim" diyebilir.

3710- [6:189, Hadîs No: 8896]
Ebû Said'den (r.a.) rivayetle:
Kim ihlasla Lâ ilahe illallah" derse Cennete girer. [11]

3711. [6:189, Hadîs No: 8897]
Cabir (r.a.) rivayet ediyor:
Kim ki "Sübhanellahi'1-Azîm ve bihamdihî=Büyük olan Allah'a hamd ederek Onu her türlü noksan sıfatlardan tehzih ederim" derse buna karşılık onun için Cennette bir hurma ağacı dikilir. [12]

3712. [6:190, Hadîs No: 8898]
Ebû Hüreyre'den (r.a.) rivayetle:
Kim günde yüz defa "Sübhanellahi ve bihamdihî= Allah'a hamde-derek Onu her türlü noksan sıfatlardan tehzih ederim" derse, gü­nahları deniz köpükleri kadar dahi olsa dökülür. [13]

3713- [6:190, Hadîs No: 8899]
İbniAbbas (r.a.) rivayet ediyor:
Kur'ân hakkında bilgisizce konuşan Cehennemdeki yerine hazır­lansın. [14]

3714- [6:190, Hadîs No: 8900]
Cündep'den (r.a) rivayetle:
Kur'ân hakkında şahsî görüşüne göre konuşan isabet de etse hata etmiştir. [15]

3715- [6:191, Hadîs No: 8901]
Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:
Kim inanarak ve sevabını Allah'tan umarak Ramazan ayının ge­celerini ibadetle ihya ederse geçmiş günahları affolunur. [16]

3716- [6:191, Hadîs No: 8902]
Ebû Hüreyre'den (r.a.) rivayetle Peygamber Efendimiz (a.s.m.) şöy­le buyurmuşlardır:
Kim ki inanarak ve sevabını Allah'tan umarak Kadir Gecesini iba­detle geçirirse geçmiş günahları bağışlanır. [17]

3717- [6:192, Hadîs No: 8905]
Abdullah el-Huzâî (r.a.) rivayet ediyor:
Görsünler ve duysunlar diye bir iş için ayağa kalkan kimse oturruncaya kadar Allah'ın gazabı içerisindedir. [18]
KAYNAKLAR
[1] Hâkim'in Mösfedretf inden.
[2] Ttmizî, Kıyama: 53.
[3] Buharı, Ezan: 37; Mûsned, 2:509.
[4] Ebû Nuaym'ın Hz/ys'sindsn.
[5] Mûsned, 3:391,362.
[6] Taberânî-nin Kebtr'm Ebû Nuaym'ın Hz/ye'sinden.
[7] Beyhaki'nin Sünelinden.
[8] Buharî, İlim: 45; Cihad: 15; Hums: 10; Tevhid: 28; Müslim, İmare: 149.
[9] Ebû Davud, Cihad: 40; Tırmizî, Fezâilül-Cihad: 17; Neseî, Cihad: 25; İbniMâce, Cihad: 15; Dârimî, Cihad: 15; Müsned, 2:442,524; 4:387.
[10] Ibni Adyy'in sl-Kâmili, Taberântnin KafaM, Ebû Nuyam'ın Mtye'si ve Beyhaki'nin Şuabûlfmantoten.
[11] Bezzazdan.
[12] Tırmizî, Daavat: 59; IbniMâce, Edeb: 56.
[13] Buharı, Daavât: 65; Müslim, Zikir: 28; Mesacid: 146; Ebû Davud, Teşbih: 24; Talavvu: 12; Vitr: 24; Tirmizl Vitr: 15; Daavat. 17,57, 59; Neseİ, Sehv: 96; IbniMâce, Edeb: 56; İkame: 187.
[14] 7/mHz/;Tefsir-iSûre:1.
[15] Timizi, Tesfir: 1; Ebû Davud, İlim: 5.
[16] Buharı, îman: 25,27; Savm: 6; Leyletü'l-Kadr: 1; Müslim, Müsafirin: 173,176; Ebû Davud, Ramazan: 1; Timizi, Savm: 83; Nesei, Siyam: 39; İman: 21.
[17] Buharı, Leyletü'l-Kadr: 1; Müslim, Müsafirin: 175; Ebû Davud, Ramazan: 1; Nesei, Siyam: 39,40; İman: 22.
[18] Taberânfnin Kebîrinden.

Yorum Gönder

0 Yorumlar