HZ.ALİ'DEN TAVSİYELER, HZ.ALİ'NİN EVLADLARINA TAVSİYESİ

HZ. ALİ (R.A)'DAN TAVSİYELER


Hz. Ali (r.a.)[28] Diyor ki:

-Kadınların en hayırlısı kocasına muhabbet gösterendir.

-Her şeyi boğazına atan (fakir hakkı gözetmeyen) zengin, fakir hükmündedir.

-Haklı olduğun yerde korkma, yardımcın Allah'tır.

-Haddini bilen kimse helak olmaz.

-Cahillerin kalbi dudaklarında, alimlerin ağzı kalplerindedir.

-İnsanlarla öyle iyi geçinin ki; düşmanlarınız bile ölümünüze ağlasın.

-Alim ölse de yaşar, cahil ise yaşarken ölür.

-Şahsınıza fenalık eden bir düşmanı affediniz, làkin vatanınıza, milletinize ve dininize fenalık edenleri affetmeyiniz.
 
-Çalışanlar kötülük düşünmeye vakit bulamazlar;  tembeller ise kendilerini kötülükten kurtaramazlar.

-Sen, babanın hakkına riayet edersen, oğlun da  senin hakkına riayet eder.

-Ölümü unutmak, kalbin  paslanmasındandır. 
İnsanlarla öyle iyi geçinin ki; düşmanlarınız bile ölümünüze ağlasın.

-Ölümü yaklaşan kimseye hilesi fayda vermez.
Vefa, dünkü gün gibi geçip gitti !

-Üç öldürücü şey biliyorum: Hasislik, gurur, heva ve heves... 

-Cahil  ölü,  alim  diridir...

-Fenalıklardan uzak duran ve daima verdiği sözü yerine getiren insanlarla dostluk ediniz.

-Birçok kimseye dostluk gösterdim, onlardan bir dostluk göremedim. Yine de dostluktan vazgeçmedim.

-Dostlarımla dost olanları çok severim ve onların değerini de, dostluklarının derecesiyle ölçerim.

-Her şeyin hayırlısı yenisidir; fakat dostun hayırlısı eski olanıdır.

-Hakiki dost, sıkıntı zamanında imdada yetişendir.

-Dostların kalbini  kırmakla düşmanların arzularını hizmet etmiş olursun.

-Yüksekliği istedim, onu alçak gönüllükte buldum.

-Sakladığın sır, senin esirindir. Açığa vurursan, sen onun esiri olursun. 

-Zenginlik, gurbeti vatan; yoksulluk, vatanı gurbet yapar. 

-İyilik ediniz, onun karşılığında kötülük görebileceğinizi aklınıza getirmeyiniz.

-Kalbini öğütle yaşat, hikmetle aydınlat. 

-Allah dostları o kişilerdir ki insanlar dünyanın görünüşüne baktıkları zaman onlar, dünyanın içyüzünü görürler. 

-Affetmekten usanmayın. Cezalandırmakta acele etmeyin.

-Kişi dili altında saklıdır. Konuşturunuz, kıymetinden neler kaybettiğini anlarsınız.

-İnsanın yaşlanıp Rabbini bildikten sonra ölmesi, küçükken ölüp hesapsız cennet'e girmesinden daha hayırlıdır.

-Kul ümidini yalnız Rabbi'ne bağlamalı ve yalnız günahları kendini korkutmalıdır.

-Cahil, bilmediğini sormaktan utanmasın. Âlim, içinden çıkamayacağı bir meselede ‘En iyisini Allah'u Teâlâ bilir' demekten sakınmasın.

-Sizin için korktuğum şeylerin en başında, nefsinin isteğine uymak ve uzun emelli olmak gelir. Birincisi hak yoldan alıkoyar, ikincisi ise ahireti unutturur.

-Amellerin en zoru üçtür. Bunlar; nefsin hakkını verebilmek, her durumda Allah'u Tealâ'yı hatırlayabilmek, kardeşine bol bol ikramda bulunabilmektir.

-Takva, hataya devamı bırakmak; aldanmamaktır .

-Kalpler, kaplara benzer. Hayırlı olanı, hayırla dolu olanıdır.

-Bana bir harf öğretenin kölesi olurum. [29]


A. Hz. Ali'nin, Oğluna Yaptığı Tavsiye:

Hayatımın son anlarındayım
Ey oğul!
Hayatımın son demlerindeyim. Günden güne zayıflıyorum. Onun için sana bu öğütleri bildirmekte acele ediyorum. Çünkü düşündüğüm bütün şeyleri sana söylemek için fırsat bulamadan ecelimin gelmesinden, vücudum gibi hafızamın da zayıflamasından, heva ve heveslerin veya dünya fitnelerinin benim nasihatımdan önce kalbine hâkim olmasından; bunun neticesi olarak da huysuz bir ata benzemenden endişe ederek sana nasihatimin bir kısmını yazıyorum.

İyi insanların izini takip et

Ey oğul!
Benim bu vasiyetimden edineceğin şeylerin en hayırlısı, Allah'tan korkup O’na sığınmak, O’nun sana farz kıldığı şeyleri yerine getirmek, ecdadının ve geçmiş iyi insanların izini takip etmektir.

Ecdadını örnek al

Ey oğul!
Şimdi sen kendi nefsine nasıl güven ve itimatla bakıyorsan, senden önce gelip geçen ecdadın da aynı şekilde kendilerine güveniyorlardı. Şimdi sen nasıl düşünüyorsan, onlar da öyle düşünüyorlardı. Fakat neticede iyi  ve doğru şeyleri tuttular, vazifelerini noksansız yapmaya çalıştılar.

İşte onların neticede vardıkları şeyi ve takip ettikleri yolda gitmek istiyorsan, onların baştan takip ettikleri yolu aynen takip et. Fakat bu şüphelerini çoğaltmak ve düşmanlarını arttırmak için değil, doğruyu ve hakikati anlayıp öğrenmek için olsun.

Allah'a sığın

Ey oğul!
Her hususta önce Allah'a sığın, O’ndan başarı dile. Seni şüpheye düşürecek veya bir kötülüğe itecek şeyleri terk et.
Kalbinin bütün kötülüklerden durulduğunu, fikirlerinin toplandığını ve tek arzunun hakikat olduğunu görünce sana söylediğim hususları düşünmeye başla.
Şayet bunlara sahip olduğuna emin değilsen, karışık mevzulara girme. Aksi halde önünü göremeyen adam gibi olursun ki, her an içinden kurtulması zor olan çukurlara, uçurumlara düşersin.
Böylece karanlıklar içinde, zulmetler arasında boğulup mahvolmaya mahkûm olursun. Önünü görmeden yürümek ve her an uçurumlara yuvarlanmak tehlikesiyle karşı karşıya kalmak ise İslâm'ı öğrenmeye çalışanlara yakışmaz.

Her şey Onun elinde

Ey oğul!
Bu tavsiyelerimi dinle ve anla.
Her canlının ölümünü elinde tutan kim ise yaşamasını elinde tutan da O’dur.
Varlıklara can verip yaşatan kim ise öldürecek olan da O’dur.
Zenginleri fakir, fakirleri zengin yapan yine O’dur.
Her türlü belayı ve hastalığı veren de O, şifa ve devasını veren de O’dur.
Dünya taşıyla, toprağıyla, rengiyle, şekliyle, ağaçlarıyla ve meyveleriyle Onundur, Onun takdiri üzerine hareket etmektedir.
Ahiret Cennetiyle, Cehennemiyle ve bizim bilmediğimiz daha birçok şeyleriyle Onundur.

Herşeyi Allah'tan bil

Ey oğul!
Bu hususta birinin bilmediğini görünce onu, cehaletine say. İlimde ne kadar ilerlersen, bilmediğin birçok şey şüphesiz, yine bulunacaktır. Zira düşünme ufkunun dışında, görme gücünün çok ilerisinde bulunan nice şeyler vardır.
Allah bazı şeyleri sana öğretmişse, onu kendi gücünle meydana getirip kazandığını zannetme. Çünkü sen, seni yaratan, rızıklandıran ve seni en güzel bir surette meydana getiren yüce Yaratıcıya sığın.
İbadetin O’nun için, aşkın O’nun için, korkun ve sevgin O’nun için olsun.

Peygamberi önder olarak al

Ey oğul!
Peygamberin Allah hakkında bildirdiğini hiç kimse bildirmedi ve bildiremez. O’nu bir önder ve kurtuluş ordusunun kumandanı olarak kabul et.

Allah'ın rızasını ara

Ey oğul!
İlâhî kudret karşısında kendi küçüklüğünü ve zayıflığını düşünerek hareket et. O’nun karşısında acizliğini ve güçsüzlüğünü düşün. Her hususta O’na ihtiyacın vardır. O’na yönel, rızasını dile. Cezasından kork. Emirlerini yerine getirmeye çalış. Çünkü O iyilikten başkasını emretmez. Yasaklarından kaçın, çünkü O kötülükten başkasını yasaklamaz.

Daha iyi bir yerde konaklamak isteyen kervan gibisin

Ey oğul!
Dünyanın ve içinde bulunan her şeyin başka bir yere göç edeceğini, âhireti ve orada insanlar için hazırlananları bildirdim. Bunlar hakkında senin ibret alman için bazı misaller verdim. Bu misallerle senin kurtuluşunu ümit ettim. Dünyayı bütün halleriyle bilen kimse, kervanın içindeki bulunan bir yolcuya benzer ki, devamlı rahatı, temizliği, havası daha iyi olan bir yerde konaklama hazırlığındadır.
 
Bunun için yolculuğun her türlü zorluk ve sıkıntılarını, arkadaşlardan ve maldan ayrılma ıztıraplarını göze almış bulunmaktadır. Çünkü o gittiği yerde daha iyi bir mesken bulacağından emindir.
Oralarda eski elemlerden hiçbirini görmeyeceğini, rahat ve saadet içinde yaşayacağını şeksiz şüphesiz bilmektedir.

Onun için kendisini buraya ulaştıran ve eski yerinden daha iyi bir yer bahşeden birisinden başka düşüncesi yoktur.

Dünyada kendisine verilen nimetlerle mağrur olup sonunu düşünmeyen kimse ise çok verimli bir topraktan, verimsiz, kıraç bir toprağa göç etme mecburiyetinde kalan bir kervana benzer ki, onun için bu göçten daha feci bir şey düşünülemez.

Herkesi kendin gibi bil

Ey oğul!
Kendini başkaları için ölçü kabul et. Diğer insanları tıpkı kendin gibi tut.
Kendi nefsin için istediğin şeyi başkaları için de iste.
Kendi nefsin için sevmediğin şeyi başkaları için de sevme.
Kendine iyilik yapılmasını istediğin gibi başkalarına da iyilik et.
Başkalarında kötü gördüğün şeyi kendin için de kötü gör.
Başkalarına yaptığın şey kadar sana da yapılırsa ona razı ol. Yaptığından fazlasını isteme.
Sana söylenmesini istemediğin şeyi sen de diğerlerine söyleme.
Başkalarının seni nasıl görmesini istiyorsan, sen de başkalarını öyle gör.

Kendini beğenme

Ey oğul!
Kendini beğenmek kesinlikle doğru değildir.
Kibir kalbin âfetidir.
Bütün gücünle çalış, malını senden sonra gelecek mirasçılar için hazırlayıp biriktirme. Allah için bağışlanacak yerlere dağıt.
Arzu ettiğin bir şeyi elde edersen onu kendinden bilme.
Allah'a şükret ve Ondan her zaman kork.

Gücünün yetmediği şeylere karışma

Ey oğul!
Önünde, seni âhirete götürecek uzun bir yol ve sıkıntılı günler var.
Dünya malından sana yetecek miktarını düşün ve sadece onu al. Başkasını yüklenme. Zira ondan zarardan başka bir şey gelmez. Gücünün yetmediği şeylere karışma.
Fakirleri görürsen onlara yardım et. Onlar hem üzerindeki ağırlığı kaldırırlar, seni malın felaketinden kurtarırlar, hem de ihtiyacın olduğu zaman (kıyamet gününde) onu sana geri verirler.
Gücün yettiği kadar sadakayı arttır. Eğer böyle yapmazsan ihtiyacın olduğu zaman onu ararsın, fakat bulamazsın.
Dara düştüğün zaman sana geri vermek üzere, zenginliğinde, senden ödünç isterse, isteyenleri reddetme.

İyi kimselerle düş kalk

Ey oğul!
İffeti muhafaza ederek çalışmak kötülükle zengin olmaktan hayırlıdır.
İnsanın sırrını en iyi yine kendisi muhafaza eder.
Bazı kimseler bulunur ki, kendi zararına çalışır.
Çok konuşan, dostlarını gücendirir, düşünceli olan insan iyi görür.
İyi kimselerle düş kalk ki, onlardan olasın.
Hayırsız kimselerden uzak dur ki, onlardan ayrılmış olasın.

Haram ne kötü yemektir

Ey oğul!
Haram ne kötü yemektir. Güçsüzlere zulüm, zulmün en çirkinidir. Tecrübe ettiğin şeylerin hayırlısı sana ibret verendir. Alçak tabiatlı yardımcılarda, kötü zan sahibi dostlarda ihtiyar ve irade yoktur.
Sakın inat bineği sana üstün gelmesin.

Sertlik gösterene yumuşak ol

Ey oğul!
Nefsini; kardeşin seninle irtibatı kestiğinde onunla irtibata, sana yüz çevirdiğinde lütfa, pintiliğinde cömertliğe, uzaklaştığında yakınlığa, şiddetlendiğinde yumuşaklığa, suç işlediğinde özür dilemeye şevket.
Sakın bu hareketi yersiz,olarak yapma. Yahut ehil olmayanlara yapma,
Dostunun düşmanını dost edinme ki, dostuna düşmanlık etmiş olursun.
Kin ve kızgınlığını hazmet. Çünkü ben, sonu bundan daha tatlı, daha lezzetli bir lokma görmedim.
Sana sertlik gösterene yumuşak ol ki, o vakit o da yumuşasın.

Düşmanına iyi davran

Ey oğul!
Düşmanına iyilikle muamele et. Çünkü bu iki zaferin biridir.
Kardeşinle münasebeti kesmek istesen dahi geri dönülecek bir yer bırak. Belki birgün olur münasebete lüzum görülür.
Hakkında iyi düşünen kimsenin zannını hareketlerinle tasdik et.
Aranızdaki samimiyete bakarak kardeşinin hakkını zayi etme. Çünkü hakkını zayi ettiğin kişi hiçbir zaman senin kardeşin olamaz.

Ailene iyi davran

Ey oğul!
Hiçbir zaman ailen sana halkın en kötüsü olmasın. Kardeşin senden ayrılmaya, seninle beraber olmaktan kuvvetli olmasın.

Rızık: Sen ona gitmezsen, o sana gelir

Ey oğul!
Rızık ikidir. Birini sen ararsın, biri de seni arar. Eğer sen ona gitmezsen o sana gelir.
İhtiyaç zamanında yumuşaklık, istiğna vaktinde sertlik ne çirkin haldir!
Dünyadan sana olan vazife, ancak gideceğin yeri yoluna koymaktır.
Elinden gidene üzülüyorsan, eline geçmeyen şeylere de üzül.
Olmayanları olanlarla anla. Çünkü işler birbirine yakındır.
Acıyı gördükten sonra öğütten ibret alanlardan olma. Çünkü insan öğütle, hayvan dayakla terbiye kabul eder.

Nefsin arzularına uyma

Ey oğul!
Keder yüzünden gelecek sıkıntıyı sabır ve metanet kuvvetiyle ve ilmi yakin elde ederek defet.
Gerçek dost, sen yokken seni tasdik edendir.
Nefsin arzularına uymak bir çeşit körlüktür.
Asıl garip, bir dosta sahip olmayan kişidir.
Hakka tecavüz eden kişi sapa yola girer.
Kifayet miktarı ile kanaat eden doğru yolu bulmuş olur. Kötülüğü geciktir, çünkü onu ne vakit istesen yapabilirsin.

Akrabalarına hürmet et

Ey oğul!
Ahmak adamın seninle irtibatı kesmesi, akıllıya kavuşmaya denktir.
Kudret değişince zaman da değişir.
Başkalarından naklen de olsa, gülünç şeyler söylemekten sakın.
Akrabalarına hürmet et, çünkü onlar senin kolunun kuvvetidir.

Ölmeden önce Allah'ı razı et

Ey oğul!
Önünde çıkılması ve geçilmesi pek güç bir basamak vardır. Orada yükü hafif olanlar ağır olanlardan daha kolay geçer. Üzerinden zorla geçenler çabuk geçenlerden daha zararlıdır. Bu basamağa ulaşan her insan ya Cennete veya Cehenneme gider. Bu menzile ulaşmadan önce kendi nefsine dön ve hesaba çekilmeden önce kendini hesaba çek. Oraya ulaşmada yolunu düzelt. Ölümünden sonra Allah'ı razı etmek için sana hiç fırsat verilmez.

Herşeyi Allah'tan iste

Ey oğul!
Yerin ve göklerin içinde bulunan her şeyi elinde tutan Zat, sana kendisinden istemek ve dua etme nimeti verdi. Duana icabet edeceğine de söz verdi. Sana bir şey vermesi için kendisine dua etmeni emretti. Ondan rahmet dile ki sana rahmet etsin. O, seninle Kendisinin arasına bir perde koymadı ve seni korumak için başkasına teslim etmedi.

Tevbeyi geciktirme

Ey oğul!
Bir kötülük işlediğin zaman Ona dön ve tevbe et. O, kendine döndüğün için seni ayıplamaz. İşlediğin günahın cezasını vermekte acele etmez. Yaptığın suçu başkalarına bildirmez. Tevbe etmeni de zorlamaz. Günahları niçin işlediğin hakkında seninle münakaşa etmez.

Allah'ın rahmetinden ümidini kesme

Ey oğul!
Allah'ın rahmetinden ümidini kesme. Ancak O, günahtan dönmeyi sevapla mükâfatlandırır. Kötülüğün karşılığım bir, iyiliğin karşılığın da on misli kabul eder.
Sana dönme ve tevbe kapısını açık bıraktı. Ona hitap edersen hitabını duyar, içinden bir şey istersen, ne istediğini bilir. O, gizliyi açık olan şey gibi bilir. İstediğini arz etmeden, içini Ona dökmeden dertlerini ve sıkıntılarını bildirmeden O bilir. İşlerinde muvaffak olmak için Ona sığın.

Allah niyetine göre verir

Ey oğul!
Allah bütün hazinelerinin anahtarını eline verdi. Dilediğin zaman kapılarını dua anahtarı ile açarsın. Dilediğin zaman semanın kapılarını açar, ölü toprağa hayat veren yağmurları indirirsin. Fakat istediğin şeyin hemen yerine gelmemesinden endişe edip ümitsizliğe düşme.
Onun vermesi senin niyetine göredir. İstediğin şey verilmeyebilir. Fakat onun yerine onun daha hayırlısı verilir. Belki istediğin şey yerine üzerinden bir bela kaldırılır. Ki bu senin için daha hayırlıdır. Belki istediğin yerine getirilirse sana veya inancına bir tehlike teşkil edebilir. Bunu da Allah kabul etmez ve istediğini yerine getirmez.

Ahiret için yaratıldın

Ey oğul!
Yapacağın işler senin ve dinin için hayırlı olsun. Sana günah yükleyecek işleri yapmaktan sakın.
Mal yanında kalmaz, sen de malın yanında kalmazsın.
Dünya için değil, âhiret için yaratıldın. Ölüm için yaratıldın, burada yaşamak için değil.
Ne zaman terk edeceğini bilmediğin bir menzildesin.
Âhiret için kâfi derecede azık hazırlayabileceğin bir yerdesin. Âhiret yolunu tutmuş, gitmek üzeresin.
Nereye kaçarsan kaç, seni takip eden ölümden kurtulamazsın. Onun seni bir kötülük üzerinde iken yakalamasından ve tövbe etmemekten kork.
Şayet böyle bir şekilde yakalanırsan kendi kendini helak etmiş olursun. O zaman seni hiçbir kimse kurtaramaz.

Ölümü çok hatırla

Ey oğul!
Ölümü çok hatırla. Bugün ele geçirmek için çırpındığın ve âhirette kendisinden hesaba çekileceğin şeyleri şimdiden düşün. Hesap için hazırlıklı ol. Ani düşersen mağlup olursun.

Dünyaya aldanma

Ey oğul!
İnsanların dünyada uzun süre yaşamaları ve istedikleri gibi gezip tozmaları seni mağrur etmesin.
Allah dünyanın halini ve sonunun geleceğini açıkça bildirdi.
Dünya havlayan köpek ve vahşî hayvanlar gibidir. Birbirlerine saldırırlar. Zengin fakiri yer, büyük küçüğü ezer, kahreder.
Bazıları konaklamış kervanın hayvanları gibi bağlı, bazıları da bağından boşanmış, başıboş, sonu meçhul bir yolun yolcusu olmuştur ki, bunlardan birinci grup fakirler ve hiçbir şeye gücü yetmeyen zayıflar; ikincisi ise, kuvvetli olanlardır.
Bil ki, bunlar sarp bir vadide bela ve âfete uğramış sürüler gibidir. Kendilerini güdecek bir kimse olmadığı gibi, bu vadiden kurtuluş yolunu gösterecek de yoktur.
Dünya, gözlerindeki Allah nurunu söndürüp onları karanlık yollara sürükledi. Böylece onlar da nereye gideceklerini şaşırdılar.
Dünya denizinin içine girerek dalgalarla ölüm kalım savaşı verdiler. Dünyayı bir kurtarıcı sandılar. Oynadılar, oynaştılar, fakat ondan sonrasını düşünmediler.
Bu gafletten uyanıldığı zaman cehaletin haktan gizlediği şeyler şüphesiz meydana çıkacaktır. Bütün insanlar bineklere binmişler, pek kısa bir zaman sonra da bu neticeye ulaşacaklardır. Fakat buna rağmen yolu takip edenler daha çabuk varır.

Ecelinden kaçamazsın

Ey oğul!
Kimin bineği gece ve gündüz gibi olursa, kendisi dursa da yoluna devam eder. Evinde istirahat içinde bulunmuş olsa da, uzun mesafeleri pek kısa bir zamanda aşar ve hedefe, farkında olmadan ulaşır.
Dünyada gayene ulaşamazsın. Ecelinden kaçamazsın. Senden öncekilerin yolunu takip etmek mecburiyetindesin. Bunun için doğru ol. Hak için çalış, hak olmayan şeyden uzak dur. Helalinden kazan. Böyle yapmazsan elindeki de gider.

Herkes istediğine kavuşamaz

Ey oğul!
Her isteyen isteğine kavuşamayabilir. Her kötülük işleyen de mahrum olmayabilir. Bir kötülük seni en üstün mertebelere ulaştıracak olsa bile kendi nefsini ondan alıkoy. İnsan, malı kendisini korumak için toplar. Fakat malı toplarken kendini onun yolunda harcamaktan sakın. Aksi takdirde kaybettiğin şey topladığından çok daha hayırlı ve iyidir.

Şerle kazanılan hayır hayır değildir

Ey oğul!
Allah seni hür yaratmıştır. Başkasına kötülük yapma. Şerle kazanılan hayır, hayır değildir. Kötülükle elde edilen iyilik de iyilik değildir.
Allah ile aranda bir perdenin olmasını istemiyorsan açgözlülükten sakın. Tamahkârlık seni felâkete götürür. Sen kendine düşen payı idrak edebilir ve ona uyabilirsin. Allah'tan gelen az da olsa kullardan gelen çok şeylerden daha iyidir.

Susmayı tercih et

Ey oğul!
Susarak kaçırdığın bir şeyi telâfi etmek konuşarak gücendirdiğin bir kalbi tamir etmekten daha kolaydır.
Tulumdaki suyu muhafaza etmek, ağzını sıkı bağlamakla olur.

İffetle içindeki fakirlik daha iyidir

Ey oğul!
Elde bulunan malı muhafaza etmek, başkasının elinde bulunan malı elde etmeye çalışmaktan iyidir.
İffet içinde fakirlik ve çalışmak, haksız yollardan zengin olmaktan hayırlıdır.

Çok konuşan çok yanılır

Ey oğul!
Kişi kendi sırrını başkalarından daha iyi muhafaza eder.
Çok kimse var ki, kendi zararına çalışır.
Çok konuşan çok yanılır, Düşünen kimsenin görüşü kesinleşir.
Her konuşan doğru konuşmayabilir. Her isteyen isabet etmemiş olabilir. Her giden de geri dönmeyebilir.

İyilere yaklaş

Ey oğul!
İyilere yaklaş ki, onlardan olasın. Kötülerden uzaklaş ki, şerlerinden kurtulasın.
İyilik kötülüğe yol açarsa, kötülük olur.
Çok zaman dert deva; deva da dert olur.
Çok zaman ehliyetsiz kimseler öğüt verir, kendilerinden öğüt beklenen kimseler de aldatır.

Tembellik ölülerin işidir

Ey oğul!
Ümide dayanıp işsiz güçsüz bekleme. Tembellik ölülerin işidir.
Akıl, tecrübeleri ezberlemektir. Tecrübelilerin en hayırlısı sana öğüt verendir.

Fırsatları iyi değerlendir

Ey oğul!
Fırsatları iyi değerlendir. Lokma boğazında durmadan kendine gel.
Fesat; takva ve iyilik azığını kaybetmek, nefsin isteklerine meyletmek suretiyle er geç kendisine dönülecek yeri bozmaktır.
Her şeyin bir neticesi vardır.
Takdir edilmiş olan her şeyi şüphesiz göreceksin.
Tüccar tehlikededir.

İşlerinizde intizamlı olun

Ey oğul!
Size, bütün evlatlarıma, ehlime ve bu vasiyetimin ulaştığı kimselere Allah'tan korkmayı, işlerinizde intizamlı olmayı, birbirinize iyilikle davranmayı, insanların arasını bulmayı vasiyet ediyorum.

Yetimleri gözetin, komşuları kollayın

Ey oğul!
Allah için yetimlerin hakkını gözetin. Onları bir aç, bir tok bırakarak hazırladıklarınızı zayi etmeyin.
Allah rızası için komşularınızın hakkına riayet edin. Bunlar size Peygamberinizin vasiyetidir. O, komşular hakkında öyle tavsiyelerde bulundu ki, biz onların mirasımıza da dahil olacaklarını sandık.

Cihadı terk etme

Ey oğul!
Allah için Kur'ân'a uyun. Onunla amel etmekte başkası sizden ileri olmasın.
Allah rızası için namaza dikkat edin. Çünkü namaz dininizin direğidir.
Allah için Rabbinizin evinin hakkını verin. Sağ olduğunuz müddetçe orayı boş bırakmayın. Çünkü o ev terk edilirse, dininizin farzını ihmal ettiğinizden dolayı ne Allah, ne de halk sizden hoşnut olur.
Allah için cihadı terk etmeyin. Allah yolunda mallarınızla, canlarınızla, dillerinizle cihad edin.

Fitneye karşı iki yaşındaki deve gibi ol

Ey oğul!
Size düşen görev, karşılıklı iyi ilişkilerde bulunmak, karşılıklı olarak hediyeler vermektir.
Sırt çevirip gitmek ve birbirinizle dargın durmaktan sakının.
İyiliği emredip kötülükten sakındırmayı terk etmeyin. Aksini yaptığınız takdirde başınıza kötüleriniz geçer ve sonra yaptığınız dualar da kabul olmaz.
Fitneye karşı iki yaşındaki deve gibi ol. Onun ne binilecek sırtı, ne de sağılacak sütü vardır.

Allah'tan kork

Ey oğul!
Allah'tan hakkıyla kork. Emrinden dışarı çıkma.
Allah'ın zikriyle kalbini diri tut. Allah'ın ipine sımsıkı sarıl. Eğer tutunuyorsan, Rabbinle aranızdaki bağdan daha kuvvetli hangi bağ bulunabilir?

Kalbini öğütle yaşat

Ey oğul!
Kalbini öğütle yaşat, hikmetle aydınlat. Dünya malım ve ona olan aşkı terk etmekle nefsini öldür.
Kalp, hakla kuvvetli, hikmetle parlak ve nurlu olur.

Ölümü sık an

Ey oğul!
Sık sık ölümü an, ölümü anmak kalbi yumuşatır.
Her şeyin yok olacağını bil ve kalbine yoklukta karar kılacağını bildir. Ona dünya facialarını ve musibetlerini tek tek göster.
Zamanın şiddetini ve kükreyişini, gece ve gündüzlerin aleyhine çevrildiğini düşün, hatırla ve hatırlat.

Geçmişten ders çıkar

Ey oğul!
Daha önce geçmiş olan milletlerin kıssalarını ve hikâyelerini oku. Tarihte insanların başına gelen felaket ve musibetleri düşün. Aynı şeylerin tekrarlanmaması için iyice dikkat et.

Gideceğin yere hazırlan

Ey oğul!
Atalarının topraklarında, yaşadıkları yerlerde gez ve onların eserlerini dikkatle incele. Onlar neler yapmışlar, nereden nereye niçin göçmüşler? Bunları incelediğin zaman onların yakınlarından ve sevdiklerinden ayrılıp gurbet ellere gittiklerini göreceksin. Tıpkı onlar gibi sen de yakında bilmediğin ve görmediğin yerlere göçüp gideceksin. Şu halde gelecekteki yerini şimdiden hazırla ve temizle. Dünya için âhiretini satma.

Söze karışma

Ey oğul!
Bilmediğin bir şey hakkında söze karışma. Üzerine düşmeyen hususu konuşma.
Sonunda bir felaketin gelmesinden korktuğun yolu terk et. Çünkü bir işte felaket sezildiğinde onu terk etmek, korkuyla ilerlemekten daha iyidir.
Her işi ehline bırak.

İyiyi işle, kötülükten sakın

Ey oğul!
İyi şeylerle emret, iyi şeylere ehil ol. Kötü şeylere meydan verme. Onları elinle ve dilinle geri bırak. Onları işlemekten var gücünle uzak ol.
Nerede olursa olsun zor işlere hakkı bulmak için gir.
Bütün işlerde nefsini zorla; onu emin bir yere, kuvvetli bir güvene getiresin.

Allah yolunda çalış

Ey oğul!
Allah yolunda iyi çalış. Onun yolunda mücadele etmekten çekinme.
Bütün işlerinde Allah'a sığın. O en iyi koruyucu ve en yakın kurtarıcıdır.
Her işinde Allah'a teslim ol. İstediğini yücelten, istediğini alçaltan Odur.

Güçlükleri aşmaya çalış

Ey oğul!
Herhangi bir kimsenin ağır sözleri seni yolundan alıkoymasın.
Kendini güçlükler karşısında sabretmeye alıştır. Haksızlık karşısında hakka sabretmek en iyi ahlaktır.
Bir işi yapmadan önce çokça düşün.

Güvenilir kişilerle istişare et

Ey oğul!
İyi karar verebilmek için güvenilir kimselerle istişare
En hayırlı söz faydalı olandır. Faydasız bilgide hayır yoktur. Lüzumlu olmayan bilgiden de bir fayda temin edilemez.
İslâmiyet’te ne varsa hepsini anla ve öğren.

Şu esaslara riayet et

Ey oğul!
Sana söyleyeceğim sekiz husus var ki, bunları aklından çıkarma:
1. En büyük zenginlik akıldır.
2. En büyük vahşet kibirdir.
3. En büyük fakirlik ahmaklıktır.
4. En büyük meziyet güzel ahlâktır.
5. Ahmaklarla asla dostluk kurma. Çünkü o sana faydalı olayım derken zarar verir.
6. Yalancılarla dostluk kurma. Çünkü onlar sana uzak olanı yakın, yakın olanı da uzak gösterirler.
7. Cimri insanlarla yakınlık kurma. Çünkü cimri adam ihtiyacın olan şeyi bile senden esirger, vermekten çekinir.
8. İslâm’ı hayattan uzak olanlarla dost olma. Çünkü seni âdi şeylere götürürler.[30]

KAYNAKLAR
[28] [28] HZ. ALİ (r.anh)
Resulullah'ın amcasının oğlu, damadı, dördüncü halife. Babası Ebû Talib, annesi Kureyş'ten Fâtıma binti Esed, dedesi Abdulmuttalib'tir. Künyesi Ebu'l Hasan ve Ebû Tûrab (toprağın babası), lâkabı Haydar; ünvanı Emîru'l-Mü'minin'dir. Ayrıca 'Allah'ın Arslanı' ünvanıyla da anılır.
Hz. Ali küçük yaşından beri Resulullah'ın yanında büyüdü. On yaşında İslâm'ı kabul ettiği bilinmektedir. Hz. Hatice'den sonra müslümanlığı ilk kabul eden odur. Hz. Peygamber ile Hz. Hatice'yi bir gün ibadet ederken gören Hz. Ali'ye Peygamberimiz şirkin kötülüğünü, tevhidin manasını anlattığında Hz. Ali hemen müslüman olmuştu.
Hz. Osman'ın şehâdetinden sonra İslâm'ın ileri gelen şahsiyetleri ona bey'at ettiler. Ancak onun bu dönemi Allah'ın bir takdiri olarak son derece karışık bir dönem oldu. Hilâfete geçtiğinde hâlledilmesi gereken bir çok problemle karşı karşıya kaldı. Bu karışıklıklar Cemel ve Sıffin gibi iç çatışmaları doğurdu. İslâm devleti bünyesindeki bu ihtilâfları giderme konusunda büyük fedakârlık ve gayretler gösterdi.Nihayet, Kûfe'de 40/661 yılında bir Hârici olan Abdurrahman b. Mülcem tarafından sabah namazına giderken yaralandı. Bu yaranın etkisiyle şehid oldu. (Zehebî, Ebu Abdillah Muhammed İbnu Ahmed (v. 748/1347): Mîzânu'l-İttidal fî Nakdi'r-Ricâl, Kahire. 1963.Zehebî Tezkîretu'l-Huffâz, Haydarâbâd. 1956; Taberi, Muhammed İbnu Cerir (v. 310), Tarihu'l-Mülûk, ve'l-Umem  Mektebetu Hayyat, Beyrut, tarihsiz (ofset), 2, 252; Hakim Ebu Abdi'l-İlah, en-Neysaburi (v. 405), el-Müstedrek Ala's-Sahibeyn, Haydarabad, Deken, 1335 (baskısından ofset), Beyrut 3, 14; İbnu Hişam, Ebu Muhammed Abdü'l-Melik (v. 218), es Siretü'n-Nebeviyye, Mısır 1955, 1-2, 289, 408-409; İbnu Hişam, a.g.e., 1-2, 291; İbnu Sa'd, Ebu Abdillah Muhammed (v. 230), Tabakatu'l-Kübra, Beyrut, 1960, 1,211; İbnu'l-Esir, İzzü'd-Din Ebu'l-Hasen Ali İbnu  Muhammed el-Cezerî (v. 630), Üsdü'l-Gabe Fî Ma'rifeti's-Sahabe, Kahire, 1970, 4, 201.

[29] İbnu Abdi'l-Berr, Ebu Ömer  Yusuf (v. 463), e-İsti'ab Fî Ma'rifeti'l-Ashab, Kahire 1328 (baskısından ofset), 1, 108; İbnu Hacer, Fethu'l-Bari, Mısır, 1959, 8, 229; Çağın Altın Ruhluları,Ashab-ı Kiram. M.Salih.C1,S,230
[30] Kahpani, Zekiyyü'd-Din Mevla İnayetullah İbnu Ali, Mecma'u'r-Rical, Kum, Ty.; Küleyni Ebu Ca'fer Muhammed İbnu Yakub (ö. 329), el-Furu Mine'l-Kafi, Tahran, 1391; Kumi, Ebu Cafer es-Sadık, Men La Yahdarahu'l-Fakih, Tahran, 1390; 5. Tab; Muhammed el-Hüseyn Al-i Kaşifu'l-Gıta, Aslu'ş-Şi'a ve Üsuluha, 4. Tab, Beyrut, 1982-1402; Muhammed Şirazi, el-Mesailu'l-İslamiye, Tarihsiz, Yersiz; Tusi, Ebu Ca'fer Muhammed İbnu'l-Hasen, (v. 460), el-İstibsar fima'htulife Mine'l-Ahbar, Tahran, 1390, 3. Tab.

Yorum Gönder

0 Yorumlar