HZ.  LOKMAN'[15]IN, OĞLUNA YAPTIĞI  TAVSİYLER
Hz.  Lokman, ilim ve hikmetiyle dillere destan bir zattır. Bunun içindir ki,  kendisine "Lokman  Hakîm"  denmiştir. 
Hz.  Lokman'ın "Saran"  ismindeki bu oğlu babasının verdiği bütün öğütlere uymuştu. 
Hz.  Lokman'ın hikmetli sözlerinden birisi Kur'an'da  şu şekilde yer almaktadır: 
Allah'a ortak koşma  
"Hani Lokman oğluna  öğüt verirken demişti ki, 'Oğlum (ey oğul!) Allah'a ortak koşma. Muhakkak ki  şirk pek büyük bir zulümdür."[16]
"Yürüyüşünde  mutedil ol. Sesini alçalt. Seslerin en çirkini, şüphesiz ki, eşeklerin  sesidir."[17]
Hz.  Lokman'ın ismi Kur'ân'da da geçmesine rağmen peygamber mi, yoksa veli mi olduğu  hususunda İslam alimleri arasında görüş ayrılığı vardır. 
Hz.  Lokman'dan gelen bu tavsiyeler tefsirlerde  genişçe bulunmaktadır. Hz. Lokman'ın tefsirlerde geçen öğütlerinden ve hikmetli  sözlerinden bazıları şöyledir:[18]  
Takvayı esas al  
Ey  oğul! 
Takvayı  kendin için kârlı bir ticaret olarak kabul et. Çünkü böyle ticaretler sonsuz  kazançlar temin eder. 
Merasimlere katıl  
Ey  oğul! 
Cenaze  merasimlerine katıl. Düğün merasimlerinden de uzak durmaya çalış. Çünkü cenaze  sana âhireti hatırlatır; düğün ise dünyaya çeker. 
Horozdan geri kalma  
Ey  oğul! 
Horozdan  daha geri kalma. Çünkü sen uykunun derinliklerinde iken, o dünyayı sese vererek  insanları uykudan uyandırmaya çalışır. 
Tevbeyi geciktirme  
Ey  oğul! 
Tevbeyi  geciktirme. Çünkü ölüm ansızın geliverir. 
Cahille dost olma  
Ey  oğul! 
Cahil  kimselerle dostluk kurma. Çünkü onunla dost olursan, kendi yaptıklarını senin  hoş karşıladığını sanar. 
Allah'tan kork  
Ey  oğul! 
Allah'tan  hakkıyla kork. Kalbinin bozuk olduğunu bildiğin halde başkalarının sana saygı  göstermesi için takva ehli olduğunu ihsas ettirme. 
Susmak altındır  
Ey  oğul! 
Şimdiye  kadar susmaktan dolayı hiç pişmanlık duymadım. Çünkü söz gümüşse, sükût  altındır. 
Günahlardan sakın  
Ey  oğul! 
Kötülük  ve günahlar senden sakındığı gibi, yani işlemedikçe sana dokunmadığı gibi, sen  de onlardan sakın. Çünkü kötülük kötülüğü, günah da günahı çeker. 
İlim meclislerine  katıl 
Ey  oğul! 
Âlimlerin  meclisinde bulun. Hikmet ehlinin sohbetlerini dinle. Çünkü Allah kuru toprağı  yağmurla nasıl canlandırırsa, ölmüş kalpleri de hikmetli sözlerle öyle  diriltir. 
Yalandan sakın  
Ey  oğul! 
Allah,  yalancının yüz suyunu kurutur, haya duygusunu giderir. Ahlâksız kimsenin de  sıkıntısı hiç eksik olmaz. 
Ahmak adamdan uzak  dur 
Ey  oğul! 
Kayaları  uzaklara taşımak, ahmak adama laf anlatmaktan daha kolaydır. 
Kendi işini kendin  gör 
Ey  oğul! 
Cahili  vasıta olarak kullanmaktan, işini gördürmekten uzak dur. Şayet akıllı birisini  bulamazsan kendi işini kendin gör. 
Kendi milletinin  kızıyla evlen 
Ey  oğul! 
Kendi  milletinden olmayan bir kızla evlenme. Aksi takdirde çocukların ileride  sıkıntıdan kurtulamazlar. 
Ey  oğul!
Öyle  bir zaman gelecek ki, sabırlı insanların bile yüzü gülmez olacaktır. 
Allah'ın anıldığı  meclislere katıl 
Ey  oğul! 
Katılacağın  meclisleri kendin ara bul. Allah'ın anıldığı meclisleri bulunca hemen oturuver.  Çünkü âlim isen ilmin artar, cahil isen yeni bir şeyi öğrenmiş olursun. Oraya  inen rahmetten sen de payını alırsın. Allah'ın anılmadığı meclislere hiç  katılma. Çünkü âlim de olsan, cahil de olsan zarar görürsün. Ayrıca oraya inecek  olan İlâhî gazaptan sen de nasibini alırsın. 
Ey  oğul! 
Sofrana  takva ehli mü'minleri davet et. 
Tecrübe  sahipleriyle istişare et 
Ey  oğul! 
Her  işinde ilim ve tecrübe sahibi kimselerle istişare et, onların fikrini almaya  çalış. 
Takvadan bir gemi  edin 
Ey  oğul! 
Dünya  dipsiz bir denizdir. Onda niceleri boğulmuştur. Bunun için takvadan bir gemi  edin. İçine îmânı yükle. Tevekkül yelkeniyle açıl. Ancak bu şekilde selâmetle  yol alır, sahile çıkarsın. 
Kötü komşudan uzak  dur 
Ey  oğul! 
Nice  ağır yükler taşıdım. Fakat kötü komşu kadar ağır bir yüke rastlamadım. Nice  acılar tattım, fakat fakirlikten daha şiddetli bir acı tatmadım. 
İlimden nasibini al  
Ey  oğul! 
İnsan  fakir de olsa ilim ve hikmetiyle hükümdarların meclisinde yer alır. 
Arkadaş seçimine  dikkat et 
Ey  oğul! 
Birisiyle  dostluk kurmak istiyorsan, önce onu öfkelendirecek bir şey yap. Şayet öfkeli  iken sana insaflı davranırsa ona yaklaş, insafsız davranırsa uzak dur.  
Âhirete hazırlan  
Ey  oğul! 
Dünyaya  geldin geleli âhirete doğru yol alıyorsun. Bunun için âhiret yurdu, sana dünya  yurdundan daha yakındır. 
Dilini duaya  alıştır 
Ey  oğul! 
Dilini  'Allah'ım, beni affet' demeye alıştır. Çünkü öyle anlar vardır ki, o saatlerde  Allah duaları reddetmez, istediğini ihsan eder. 
Borçlanmaktan uzak  dur 
Ey  oğul! 
Borçlanmaktan  uzak dur. Çünkü borç, seni gündüz zillete sürükler, gece de üzüntüye boğar.  
Günah işlemeye  cesaretin olmasın 
Ey  oğul! 
Allah'tan  öyle bir şey iste ki, günah işlemeye cesaretin olmasın. Ve Allah'tan öyle kork  ki, rahmetinden hiçbir zaman ümidin kesilmesin. 
Önce selâm ver  
Ey  oğul! 
Bir  cemaatin bulunduğu yere gittiğin vakit, önce onlara İslâm'ın okunu at, yani  selâm ver. Sonra bir köşeye otur, onları konuşuyor halde görmedikçe sen de  konuşma. Şayet Allah'ın zikrine dalacak olurlarsa sen de onlara katıl. Fakat  başka bir söze geçerlerse oradan ayrıl. 
Kendini anla  
Ey  oğul! 
İki  dünyada mesut olmak istiyorsan, kendini anla. Okuyup bilgili olmaya çalış. Çalış  ki, bilenle bilmeyen bir olmaz. 
Tembel olma  
Ey  oğul! 
Tembel  olma. Tembellik bedbahtlık alâmetidir. 
Acele etme  
Ey  oğul! 
Acele  etme, acele şeytan işidir. 
Güler yüz göster  
Ey  oğul! 
Ahlâkını  düzelt. Dostuna da, düşmanına da güler yüz göster. Ancak değerin ve itibarın  kırılacak derecede hareket etme. 
Orta yolu tut  
Ey  oğul! 
Her  şeyin hayırlısı olan orta yolu tercih et. 
Yolda dikkatli yürü  
Ey  oğul! 
Yolda  yürürken yüzünü gözünü oraya buraya çevirme ki, gönlün vesvesede kalmasın.  
Mecliste önce  oturma 
Ey  oğul! 
Bir  cemaat içinde bulunduğunda onlar ayakta iken oturma. Oturdukları zaman sen de  oturuver. 
Yollara tükürme  
Ey  oğul! 
Bıyık  ve sakalınla oynama. Parmağını burnuna sokma. Yollara tükürme, sesli sümkürme.  Elinle sinek kovalamayı terk et. 
Az konuş  
Ey  oğul! 
Sükût  ve teenni ile hareket et. Az konuş. Çok konuşmak, yanılmaya sebeptir.  
Sözü fazla dağıtma  
Ey  oğul! 
Konuşurken  sözü fazla dağıtma. Aksi takdirde şerefine zarar gelir. Konuşurken başkalarını  utandırma. Kaş göz işareti yapma. 
Güzel  ve lâtif sözleri duymaya çalış. Fazla hayrete düşme. Sözün tekrarlanmasını  isteme. İnsanları güldürecek ve kendini maskara edecek sözlerden sakın.  
Atıp tutma  
Ey  oğul! 
Kimse  hakkında atıp tutma. 
Fazla ısrar etme  
Ey  oğul! 
Senden  bir şey istendiği zaman, elinden geliyorsa vermeye çalış. Birinden bir şey  istediğinde de fazla ısrar etme. 
Dinde tartışmaya  girme 
Ey  oğul! 
Dinle  alakası olmayan meselelerde aksi vaki ise tartışmaya ve münakaşaya girme.  
Fakirliğini kimseye  açma 
Ey  oğul! 
Acizliğini  ve fakirliğini hiç kimseye, hattâ ailene dahi açma ki, onların yanında itibarın  düşmesin, sözünü dinlemez olmasınlar. 
Hizmetçilerle  şakalaşma 
Ey  oğul! 
Hizmetçi  ve benzeri kimselerle şakalaşma.  Çünkü bunlarla şakalaşmak hakaret ve  düşmanlığa sebep olur. Onlara öyle muamele et ki, hem seni sevsinler, hem de  senden korksunlar. 
Şiddetten sakın  
Ey  oğul! 
Çocukları  ve elinin altındakileri terbiye ederken şiddetten sakın. Öfkelendiğin vakit  vakarla geçiştirmeye çalış. Mümkün olursa sövüp dövme ki, aksi takdirde onların  gözünde mehabetin yok olur. 
Kendini  ve çocuklarını övüp durma. 
Hayasız  gençlerle ve o halde olan kız çocukları ile ülfet etme. Çünkü dünya ve âhirette  mezellete sebep olur. 
Önce düşün  
Ey  oğul! 
Bir  kimse ile bozuşursan, dilini tut ve makbul olan sözü söyle. Önce düşün, sonra  söze giriş. 
Herkesin  değerini ve layık olduğu hürmeti muhafaza eyle. 
Azla yetin  
Ey  oğul! 
Bir  kimsenin davetinde bulunduğun vakit, azla yetin. Dalkavukluk edip de o yemeği  övmekle başkalarının yemeğini kötüleyip tahkir etme. 
Misafirlikte  gözlerine dikkat et 
Ey  oğul! 
Bir  kimsenin evinde misafir kaldığın vakit gözlerine dikkat et. Her tarafa bakıp  durma. Durumuna vakıf olduktan sonra dine aykırı da olsa sırrını ifşa etme.  
Elini çek  
Ey  oğul! 
Emanete  hıyanetten elini çek. 
Kimseye açma  
Ey  oğul! 
Bir  işe başladığın zaman, meydana gelmeden önce kimseye açma ki, mahcup düşmeyesin.  
Çok ver  
Ey  oğul! 
Sadakayı  çok ver. Mal sevgisini gönlünden çıkar. 
Razı ol  
Ey  oğul! 
Doğru  söyle, Allah'tan gelene razı ol. 
Yemekte şunlara  dikkat et 
Ey  oğul! 
Yemekten  önce ve sonra ellerini yıka. Bu hal fakirliğini giderir, göze kuvvet verir.  
Çok  yemek kalbe katılık ve gaflet verir. İbadette tembelliğe sebep olur. 
Yemeğin  başında Bismillah, sonunda Elhamdülillah, ortasında da nimetin Allah'tan  geldiğini düşün. 
Tek  elle ekmeği koparma. Bu hareket kibirli insanların âdetidir. 
Yemeğin  başında ve sonunda bir parça tuz yemek birçok hastalığa karşı devadır.  
Lokmayı  küçük tut ve iyice çiğne. 
Misafir  geldiği zaman mümkünse yemeği büyük kaba koy, berekete sebep olur. 
Yemek  yerken önünden al, ekmeğin ve tabağın ortasından alma. 
Elinden  ekmek ve yemek parçası düştüğünde al, temizle ve öyle ye. 
Sıcak  olan yemeğe soğutmak için ağzınla üfleme, soğuyuncaya kadar bekle. 
Yemeği  çabuk yeme. 
Hurma  ve kayısı gibi sayılabilir meyveleri teker teker ye, çifter çifter yeme ve  çekirdeklerini bir tarafa topla. 
Yemek  arasında çok su içme. Su içerken bardağın içine bak. İçine uygunsuz bir şey  düşmüş olmasın. Suyu içerken üç nefeste içiver. 
Yemeğe  herkesten önce el uzatma. 
Yemek  esnasında güzel şeylerden bahset. 
Sofrada  bulunan arkadaşlarına ara sıra göz ucuyla bak. Yemek ve ekmeği o tarafa sür.  
Misafirler  çekingen davranırlarsa üç defadan fazla yemeleri için ısrar eyleme. Yemek yeme  isteğin yoksa özür beyan eyle. 
Dilini tut  
Ey  oğul! 
İlim  ve takva ehli veya herhangi bir sebeple senden ileride bulunan bir kimsenin  huzurunda dilini tut. 
Dostlarını dinle  
Ey  oğul! 
Senin  iyiliğini isteyen dostlarının tavsiye ve öğütlerini can kulağıyla dinle.  
Doğru ol  
Ey  oğul! 
Sözünde,  işinde ve gidişinde doğru ol. Doğru olan sözlerinin bile hayrete ve tereddüde  sebep olacaksa, söyleme daha iyi. 
Ümidini kesme  
Ey  oğul! 
İnsanların  gönlünü almaya çalış. Allah'ın rahmetinden ümidini kesme. 
İyi ol  
Ey  oğul! 
Açıkta  ve gizlide iyi olmaya çalış. 
Varlık  yokluktan, akıl sarhoşluktan iyidir. 
Bir  şeyi vaktinden önce isteme. 
İçini süsle  
Ey  oğul! 
İçini  dışından daha çok süsle: İçin Hakkın, dışın halkın baktığı yerdir. 
Her  yerde ve her zaman Allah'ı yanında hazır nazır olarak bil.[19]  
Allah  nazarında seni utandıracak işi bırak. 
Dünya  derin bir denizdir. Çokları onda boğulmuştur. O denizde senin gemin Allah’tan  takvâ olsun. Bineğin Allah'a imanın ve yolun Allah'a tevekkül olsun. Umulur ki  kurtulursun; tamamen kurtulacağını da sanmam. 
Yavrum,  insanlar ibadet ve taatte her gün noksanlaştıkları halde nasıl olur da vaad  olunduklarından korkmazlar! 
Yavrum!  Dünyadan yetecek kadar al, ona kapılma, bu ahiretine zarar verir. Dünyadan el  etek de çekme, yoksa insanlara yük olursun. Oruç tut, bu şehvetini keser. Seni  namazdan alıkoyan orucu tutma, çünkü Allah'ın katında namaz oruçtan daha  büyüktür... Yavrum! İyiliği ondan anlayana yap. Nitekim koç ile kurt arasında  dostluk olmadığı gibi; iyi ile kötü arasında da dostluk olmaz. Çekişmeyi seven  hakarete uğrar, kötülük olan yerlere giden töhmet altında kalır, kötülüğe  yaklaşan kendini kurtaramaz ve dilini tutmayan pişman olur. 
Yavrum!  iyilerin hizmetinde bulun; fakat kötülerle dostluk kurma. 
Yavrum!  Güvenilir kimse ol ki zengin olasın. Kalbin günah lekeleriyle dolu olduğu halde  insanlara, Allah’tan korkuyormuşsun gibi görünme. 
Yavrum,  âlimlerle bir arada bulun ve onların dizinin dibinden ayrılma; fakat onlarla  tartışmaya da girme, yoksa sohbetlerinden seni mahrum ederler. Onlara bir şey  sorarken nazik davran. Seni ihmal ettiklerinde onlara bıkkınlık verme, yoksa  senden usanırlar. 
Yavrum!  her şeyi arkanı dönerek isteme ve yüzün dönük olarak da ondan uzaklaşma! Zira  bu, basîreti azaltır ve aklı zayıflatır. 
Yavrum,  küçükken edepli olursan, büyüdüğünde faydasını görürsün! 
Yavrum,  yolculuğa çıktığında, onu çekip götürebileceğin bir yerde olmadıkça, hayvanından  emin olma; çünkü onun sırtı çabuk yağır olur ve bu hakimlerin işlerinden  değildir. Gideceğin yere yaklaştığında da hayvanından in ve yürü; kendinden önce  onu doyur. Gecenin ilk saatlerinde yolculuğa çıkmaktan sakın! Sana gecenin  yarısına kadar dinlenip gece yarısından sonra yola çıkmanı tavsiye ederim.  Sefere çıkarken yanına kılıcını, mest'ini, sarığını, elbiseni, su kabını, iğne  ve ipliğini, biz'ini (saraç iğnesi) al! 
Ayrıca  yanında sana ve beraberindekilere yetecek kadar ilâç bulundur. Arkadaşlarınla,  Allah'a isyanın dışındaki hususlarda uyum sağla ve onlara vefâ göster!  
Yavrum,  kanaatkâr görünmekten sakın, zira bu tavrın sana gündüzleri şöhret, geceleri ise  şüphe getirir. 
Yavrum,  kendini unutup da insanlara iyiliği emretme! Yoksa senin durumun, insanlara ışık  verdiği halde kendisi yanarak tükenen kandile benzer! 
Yavrum,  küçük işleri umursamazlık etme! Çünkü küçük, yarın büyüğe dönüşür. 
Yavrum,  yalan söylemekten sakın! Çünkü yalan, dînini ifsat eder, insanların yanında  mürüvvetini noksanlaştırır ve bu durumda da utanma duygun yok olur; değerin  düşer, makam ve mevkiin elden gider; küçümsenirsin, konuştuğun zaman sözün  dinlenmez, söylediğine itibar edilemez. Bu duruma düşüldüğünde de yaşamanın  zevki kalmaz! 
Yavrum,  kötü huydan, sıkıntı vermekten, sabırsızlıktan sakın! Bu hasletler karşısında  hiç bir arkadaşın sana dürüst davranmaz ve seninle aralarında dâima bir mesafe  bırakırlar. İşini sev; sık sık karşılaştığın olaylar karşısında sabret!  İnsanlara karşı güzel huylu ol! Zira huyu güzel olan, herkese güler yüz gösteren  ve bunu yaygınlaştıran, iyiler yanında nasîbini alır; ona karşı iyi kimseler  sevgi besler, kötüler de ondan uzaklaşır. 
Yavrum,  gönlünü kederlerle ve kalbini üzüntülerle meşgul etme. Aç gözlülükten sakın.  Takdire rıza göster. Allah tarafından sana verilene kanaat et ki hayatın  güzelleşsin, gönlün sürurla dolsun ve hayattan zevk alasın. Eğer dünya  zenginliklerinin senin için bir araya getirilmesini istersen, insanların  ellerinde olanlara göz dikme! Zira peygamberleri bulundukları mertebeye  ulaştıran şey insanların ellerinde bulunanlara göz dikmemeleridir. 
Yavrum,  dünya hayatı kısadır. Senin oradaki ömrün ise daha da kısadır. Bu kısa ömrün de  daha az bir kısmı geride kalmıştır. 
Yavrum,  iyiliği ehline yap, ehil olmayana iyilik yapma; yoksa o, dünyada boşa gider,  ahirette de sevabından mahrum olursun. İktisatlı ol, savurgan olma; cimrilik  derecesinde mala sarılma, israfa varacak şekilde de onu dağıtma! 
Yavrum,  hikmete sarıl ki onunla ikram göresin, onu yücelt ki sen de üstün tutulasın.  Hikmet ahlâkının en üstünü Allah (c.c)'ın dinidir. 
Yavrum,  hasetçinin üç belirgin özelliği vardır: 
"-Gıyabında dostunu  çekiştirir. 
-Yanında olduğu  zaman ona yaltaklanır, 
-O bir musibete  duçar olduğunda da ona sevinir."[20]
KAYNAKLAR
[15] Lokman'ın  kim olduğu konusunda çeşitli görüşler vardır. İbn İshak'a göre Lokman'ın nesebi  [Lokman b. Bâur b. Nahor b. Tarih (Terah: Âzer)] Dördüncü. Kuşakda Hz İbrahim  (a.s)'in babası Âzer'e ulaşır. Vâkıdî, Lokman'ın İsrâiloğulları kadısı, Eyle ve  Medyen taraflarında yaşayan, Eyle'de ölen bir kimse olduğunu zikreder. İkrime'ye  göre Lokman bir nebîdir. Ancak onun bir hakim olduğunda âlimlerin ittifakı  vardır (Sahih-i Buharî Tecrid-i Sarih Tercemesi, IX, 163). Vehb b. Münebbih'e  göre; Lokman İbn Bâûra, Âzer neslindendir. Mukâtil'e göre ise, Hz. Eyyub  (a.s)'in kızkardeşinin veya teyzesinin oğlu idi. Uzun müddet yaşadı. Hz. Davud'a  yetişti ve ondan ilim aldı. Sanat sahibi idi. Bir nebî olduğunu söyleyenler de  oldu. İbn Rüşd, Tehâfüt'ünde söylediği gibi, her nebî hakîmdir, fakat her hakim  nebî değildir. Bakara sûresi'nin 269. ayetine göre Yüce Allah hikmeti istediğine  verir. Kime de hikmet verilmişse ona büyük hayır lütfedilmiştir. Dolayısıyle o  kimsenin ilmen, amelen bunun şükrünü yerine getirmesi gerekir. Lokman için de  Kur'ân'da böyle söylenmiştir. (Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, IX,  3842-3843;Sa'lebî (ö. 427/1035) Arâisul-Mecâlis Mısır  1951, 312).
Bir  nebî veya velî olduğu ihtilâflı; ancak çoğunluğun tercihine göre hakim bir  şahsiyet.
Lokman  hakkında hadislerde de bazı bilgiler bulunmaktadır. En'âm suresi'nin 82.  ayetinin nüzulünde sahabeler: "Ey Allah'ın Resulü! Bizim hangimiz nefsine  zulmetmez ki...?" dediklerinde, Peygamberimiz. Bu ayetteki zulüm sizin  sandığınız gibi değildir. O zulüm, şirk demektir. Lokman'ın oğluna nasihat  ederken, yavrum, Allah'a şirk koşma. Zira şirk en büyük zulümdür dediğini  işitmediniz mi?" cevabını vermiştir (Sahîh-i Buhârî, Tecrîd-i Sarîh, Tercemesi,  IX, 163). Lokman şöyle derdi: "Yavrum, ilmi âlimlere karşı böbürlenmek,  sefihlerle münazarada bulunmak ve meclislerde gösteriş yapmak için öğrenme!"  (Ahmed b. Hanbel, I,190). Bu anlatım ve devamı başka bir rivayette şöyle yer  almaktadır: "...Gınâ göstererek ve cehalete düşerek ilmi terk etme! Yavrum,  meclisleri ihmal etme! Allah'ı anan bir topluluk gördüğünde onlarla otur. Eğer  âlimsen ilmin işine yarar; cahilsen onlar sana öğretirler. Umulur ki Allah  onlara rahmetini lütfeder, onlarla beraber sana da ulaşır. Allah'ı anmayan bir  lopluluk gördüğünde onlarla oturma. Eğer âlimsen ilminin sana bir yararı olmaz;  cahilsen onlar seni saptırırlar. Allah onları azabına düçar kılar, sana da  onlarla beraber isabet eder" (Dârimî, Mukaddime, 34). 
[16] Lokman,  31/12,13
[17] Lokman  Sûresi: 31/13-20 
[18] İbn  Kesir,  Hadislerle Kur'an-ı  Kerim Tefsiri,  (çev: B. Karlığa-B.  Çetiner). İstanbul  1986;  c,12; s, 6409.
[19] İbn  Kesir,  Hadislerle Kur'an-ı  Kerim Tefsiri,  (çev: B. Karlığa-B.  Çetiner). İstanbul  1986;  c,12; s, 6409. 
[20] Sa'lebî  (ö. 427/1035) Arâisul-Mecâlis Mısır  1951,s, 312.
				
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder