HAC,ÜMRE,ÇOK SORU SORMA HAKKINDA

 

HAC ve UMRE


On Birinci Ayet

فيهِ ايَاتٌ بَيِّنَاتٌ مَقَامُ اِبْرهيمَ وَمَنْ دَخَلَهُ كَانَ امِنًا وَلِلّهِ عَلَى النَّاسِ حِجُّ الْبَيْتِ مَنِ اسْتَطَاعَ اِلَيْهِ سَبيلًا وَمَنْ كَفَرَ فَاِنَّ اللّهَ غَنِىٌّ عَنِ الْعَالَمينَ

“Apaçık ayetlerin bulunduğu o yerde İbrahim’in makamı vardır. Her kim oraya girerse emin olur. Onun yoluna gücü yeten kimsenin evi haccetmesi Allah’ın insanlar üzerindeki bir hakkıdır. Her kim de kafir olursa elbette ki Allah alemlerden müstağnidir.”[138]

فيهِ o yerde ايَاتٌ ayetlerin بَيِّنَاتٌ Apaçık مَقَامُ makamı vardır اِبْرهيمَ İbrahim’in وَمَنْ Her kim دَخَلَهُ oraya girerse كَانَ olur امِنًا emin وَلِلّهِ Allah’ın عَلَى üzerindeki النَّاسِ insanlar حِجُّ haccetmesi الْبَيْتِ evi مَنِ اسْتَطَاعَ gücü yeten kimsenin اِلَيْهِ Onun سَبيلًا yoluna وَمَنْ Her kim كَفَرَ kafir olursa فَاِنَّ elbette ki اللّهَ Allah غَنِىٌّ müstağnidir عَنِ الْعَالَمينَ alemlerden

Ayetin Nüzulü ve Açıklaması
Ali b. Ebi Talib (r.a) da şöyle demiştir: Şanı Yüce Allah meleklere yer yüzünde bir ev bina etmelerini ve etrafında tavaf etmelerini emretti. Bu ise, Hz, Adem'in yaratılışından önce olmuştu. Daha sonra Hz. Adem, bu evin yapabildiği kadarını bina etti ve onu tavaf etti. Ondan sonra diğer peygamberler de böyle yaptı, Sonra da onun inşasını İbrahim (a.s) tamamladı.[139]

Haccın, hicretin altıncı yılında Âl-i İmrân Suresinin nüzulü sırasında farz kılındığında şüphe yoktur.[140]

Hac: İslâm'ın temel ibadetlerinden biri. Arafat'ta belirli vakitte bir süre durmaktan, daha sonra Kâbe-i Muazzama'yı usûlüne göre ziyaret etmekten ibaret olan ve İslâm'ın şartlarından birisini teşkil eden ibadet.

Hac, hcc kökünden bir mastar olup; müslümanlara göre, bir farzın edası, hristiyanlara göre ise ibadet ve teberrük amacıyla mukaddes toprakları ziyaret etmek, demektir. Kur'an-ı Kerîm'in 22. suresinin adı da "Hac Suresi"dir.

Kadi İyaz (ö. 544/1149) şöyle demiştir: Ehli sünnet, haccın büyük günâhlara, ancak tövbe edilirse keffâret olacağı konusunda görüş birliği içindedir. Namaz ve zekât gibi Allah'a ait veya para borcu gibi kula ait bir borcun düştüğünü söyleyen bilgin yoktur. Kul hakları zimmette devam eder. Allahu Teâlâ kıyamet günü hak sahiplerini, haklarını almak üzere toplar. Ancak yüce yaratıcının bu alacaklılara vereceği birtakım nimetlerle onları razı etmesi ve bir ikram olmak üzere borçlulara müsamaha göstermesi de mümkündür.[141]

Hac ibadeti, dünyanın çeşitli yörelerinden, renk, dil ve ülke ayırımı gözetilmeksizin, milyonlarca müslümanı bir araya getirir. Tanışıp, görüşmelerine, ekonomik bakımdan bütünleşmelerine, düşmanları karşısında tek saf hâlinde yardımlaşmalarına zemin hazırlar. Böylece, şu ayetlerdeki mana tecelli eder:

وَاَذِّنْ فِى النَّاسِ بِالْحَجِّ يَاْتُوكَ رِجَالًا وَعَلى كُلِّ ضَامِرٍ يَاْتينَ  مِنْ كُلِّ فَجٍّ عَميقٍ () لِيَشْهَدُوا مَنَافِعَ لَهُمْ وَيَذْكُرُوا اسْمَ اللّهِ فى اَيَّامٍ مَعْلُومَاتٍ عَلى مَا رَزَقَهُمْ مِنْ بَهيمَةِ الْاَنْعَامِ فَكُلُوا مِنْهَا وَاَطْعِمُوا الْبَائِسَ الْفَقيرَ

"İnsanları hacca davet et ki, gerek yaya olarak ve gerekse uzak yollardan gelen çeşitli vasıtalarla sana varsınlar. Böylece onlar dünyevî ve uhrevî menfaatlerini görsünler ve belli günlerde, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanları kurban ederken, Allah'ın adını ansınlar. Siz de onlardan yeyin, yoksula ve fakire yedirin. "[142]

Hac, dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan müminler arasındaki kardeşlik bağlarını güçlendirir. İnsanlar, gerçekten eşit olduklarını birlikte yaşayarak gösterirler. Arap olanla olmayanın, beyazla siyahın takva dışında bir üstünlüğünün bulunmadığı inancı vicdanlara yerleşir.

Hac, İslam dininin sosyal bir dayanışma merkezidir. Bu anlayışla ifa edilmesi gereken dinimizin farz kıldığı bir ibadettir.

Yüce Allah cümlemize bu anlayışla hac ibadetimizi ifa etmeyi nasip etsin. 



On Birinci Hadis

قَالَ رَسُولُ اللّهِ: يَا أيُّهَا النَّاسُ قَدْ فُرِضَ عَلَيْكُمْ الحجُّ فحُجُّوا.

Allah Resulü (a.s) buyurdular ki: "Ey insanlar, kuşkusuz size hacc farz kılınmıştır. Şu halde haccı edâ edin!"[143]

قَالَ buyurdu ki رَسُولُ Resulü (a.s) اللّهِAllah: يَا أيُّهَا Ey النَّاسُ insanlar قَدْ kuşkusuz فُرِضَ farz kılınmıştır عَلَيْكُمْ size الحجُّ hacc فحُجُّوا Şu halde haccı edâ edin

Hadisin Vürûdu ve Açıklaması
Vürûdu: Buhârî; Müslim; Nesâ-î,[144] Ebu Hüreyre hazretleri (radıyallahu anh) anlatıyor: 
-"Bir gün Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bize şöyle hitab etti: "Ey insanlar, size hacc farz kılınmıştır. Şu halde haccı edâ edin!" Cemaatte bulunan bir adam: "Her sene mi, Ey Allah'ın Resûlü?" diye sordu. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) cevap vermedi. Adam sorusunu üç kere tekrar etti. Bunun üzerine: "Ben sizi bıraktıkça siz de beni bırakın. (Madem ki, sükût ettim, niye sormada ısrar ediyorsunuz?) Şayet (sorunuza) "Evet!" deseydim, her yıl haccetmek vacib oluverirdi ve buna güç yetiremezdiniz. Şunu bilin ki,  sizden öncekileri helak eden şey, çok sual sormaları ve peygamberleri hakkında ihtilâflarıdır. Size bir iş emrettiğim zaman, bunu gücünüz yettiğince îfa edin, bir yasaklamada bulunduğum vakit de ondan kaçının (bu emir ve yasakla ilgili olarak aklınıza gelen her şeyi sormaya kalkmayın!)"[145]

Hadisin sebebi Vürûdunun tespitinden sonra yukarıdaki ayette haccın izahını yaptık. Şimdide umre ile ilgili izahata geçelim.

Umre: Hac gibi belirli bir zamana bağlı olmaksızın yapılan Kâbe ziyareti anlamında bir terim. Umre, Hanefî ve Malikî mezheplerine göre sünnet-i müekkede, Şâfiî ve Hanbelî mezheplerine göre farzdır.

Hac sadece hac mevsiminde yapıldığı halde, umre her zaman yapılabilir. Ancak kurban bayramının arefe günü ile, bu bayramın dört gününde yapılması mekruhtur. Ramazanda yapılması ise daha çok sevaba vesîledir.[146]

Umre esas itibariyle, Kâbe'yi tavaf (etrafında yedi defa dönmek) ve Safa ile Merve tepeleri arasında yedi defa sa'y (koşmak) dır. Hacda olduğu gibi; Müzdelife'ye gitmek, Arafat'ta vakfe yapmak, Mina'da şeytan taşlamak umrede yoktur.


KAYNAKLAR
[138] Âl-i İmrân, 3/97.
[139] Kurtubi, a,g,e. 4/280-281.
[140] eş-Şîrâzî, el-Mühezzeb, 1,199.
[141] Zühaylî, Fıkhu’l İslam, 3/12.
[142] Hac, 22\27- 28.
[143] Buhârî,İ'tisam 4; Müslim, Hacc 412, Fedâil 130;  Nesâî, Hacc 1.
[144] Buhârî,İ'tisam 4; Müslim, Hacc 412; Fedâil 130;  Nesâî, Hacc 1.
[145] Suyuti, “Esbab-u Vurudi'l  Hadis” S,135-136.
[146] M.Hamdi  Yazır, a,g,e. S, 709.
Derleyen :Emine Kaya

Yorum Gönder

0 Yorumlar