18 Aralık 2010 Cumartesi

İSLAM DİNİNDE AHLAKİ GÖREVLER

         İSLAM  DİNİNDE  AHLAKİ  GÖREVLER
Dinimiz aileye büyük önem vermiştir, aileyi meydana getiren kimselerin karşılıklı görevleri
üzerinde titizlikle durmuştur. Aileler mutlu ve huzurlu olursa millet de güçlü ve kuvvetli olur. 
Ahlaki  Görevlerimiz:
İslam Dininde Ahlâki Görevler  Başlıca Beş Kısımdır:
1. Allah'a,  Peygambere  ve  Kur-an'a  karşı  görevlerimiz.
2. Kendi  şahsımıza  karşı  görevlerimiz.
3. Ailemize  karşı  görevlerimiz.
4. Vatan  ve  milletimize  karşı  görevlerimiz.
5. Bütün  insanlara  karşı  görevlerimiz.
Şahsa ait Görevler:         
İnsanın başkalarına olduğu gibi, kendine karşı da birtakım görevleri vardır.
Bu görevlerden bir  kısmı  vücudu, diğer  bir  kısmı da  ruhuyla  ilgilidir.
Her şeyden önce vücudu temiz tutmak, onu  hastalıklardan korumak.
       Yapılacak işler sağlıklı olmamıza bağlıdır.
Beden  terbiyesi; Namaz kılmak ve Oruç tutmak, Müslüman'a sağlık dolu hayat kazandırır.
Ruhumuzu, kalbimizi ve gönlümüzü, yalan, gıybet ve iftira gibi,
       her türlü kötülüklerden arıtmak.
Yalancılık, dedikodu yapmak, başkasının fenalığına çalışmak gibi kötü huylar,
        insan ruhunu karartır; bu huylar zamanla kökleştikleri için de,
        bunların kötülüklerinden kurtulmak güçleşir.
        Bu bakımdan ruhumuzu daima iyi duygularla beslemeli, onda  kötülükler  barınmamalıdır.
  Aklı ve zihni ilim, irfan nurları ile aydınlatmak,
        kalb'de yararlı ve yüksek duyguları uyandırmak, İslam'da ilim ve marifet kazanmak.
Ailevi Görevler: Karı, koca, ana, baba ve çocuklardan meydana gelen en küçük insan
topluluğuna aile denir. Allah'a ve yaratıklarına karşı temel bilgiler, ana kucağında ve baba
ocağında öğrenilir. Büyüklere saygı, küçüklere sevgi, hep bu yuvada elde edilir.
Memleket ve insanlık görevleri, ilk önce bu ocakta aşılanır. Onun içindir ki, sağlam ailelerden meydana gelen bir
millet, her yönden ilerler ve diğer milletler içinde şerefli yere sahip olur. İslam Dininde, aile mukaddes bir yuvadır.
Bu yuvanın varlığını sağlam bir şekilde devam ettirebilmesi, karı-kocanın birbirlerine karşı olan vazifelerini yerine
getirmelerine bağlıdır.
A) Kocanın karısına olan görevleri şunlardır:
1. Kadın, bir  erkeğinin  yanında  Allah'ın  bir  emanetidir. Bu  emanete  gerekli  şefkat  ve  
    nezaket  gösterilmelidir. Peygamberimiz:   "Hayırlı  olanlarınız,  kadınlara  karşı  Hayırlı 
    olanlardır" buyurmuşlardır. (Riyazüssalihin Tercümesi)
2. Koca, karısının  hata  ve  kusurlarını  büyüterek, bunları kavga  ve  geçimsizlik
     meselesi  haline  getirmemelidir.
3. Erkek  evine  bağlı  olmalı, parasını  dışarıda  lüzumsuz yere harcayarak,
    karısını evde zor durumda bırakmamalı.
4. Erkek, hanımını her türlü kötülüklere karşı korumalıdır.
5. Erkek, hanımının itikat, ibadet ve ahlak konularında bilgi sahibi olmasına yardımcı olmalıdır.
B) Kadının kocasına olan görevleri şunlardır:
1. Kadın, kocasının Allah'ın emirlerine uygun olan sözlerini dinlemeli, ona karşı daima saygılı 
    olmalıdır.
2. Kadın, namusunu, şeref ve haysiyetini korumak suretiyle kocasına bağlı kalmalıdır. 
    Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: "Kadın beş vakit namazını kılar, orucunu tutar,
    namusunu korur ve kocasına itaat ederse ona:
    "Hangi kapısından dilersen oradan Cennet'e gir denir."
3. Bulunduğu hale kanaatkâr ve tutumlu olmalı israf etmemeli
4. Kadın, kocasının istemediği yerlere gitmemeli, gideceği yerler için önceden izin almalıdır.
C) Ana- Babanın çocuklarına karşı görevleri:
Çocukların yetişmesinde, ana-babanın büyük sorumluluğu vardır.
Çocuğun hayırlı veya hayırsız olması, ana-babaya bağlıdır.
Bu bakımdan ana-baba şu noktalara dikkat etmeli.
1. Çocuğa, doğumundan yedinci gününe kadar ki süre içerisinde dinimize uygun güzel bir isim
    konulmalıdır. 
2. Çocuklar, Allah'ın  emanetidir.  Onları  iyi  yetiştirmek, Peygamberimiz:
    "Hiçbir baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha üstün bir şey veremez" buyurmuşlardır. (Tirmizi)
3. Çocuklarına dini görevlerini öğretmelidir, kimlerle ne şekilde arkadaşlık ettiğine ve edeceğine
     yardımcı olmak.
4. Çocuklarına  eşit  şekilde  sevgi  göstermek.
5. Dokuz  yaşına  giren  çocukların  yataklarını  ayırmak.
6. Ergenlik  çağına  giren  çocukları  namaz  kılmaya  teşvik  etmek.      
7. Evlenme  çağına  gelen  çocuklarını  evlendirmek.
D) Çocukların ana-babalarına karşı başlıca görevleri:
Ana-Baba kadar kıymetli bir  varlık  düşünülemez. Bizlere
Hayatı, neşeyi, dini, dili, her  şeyi  onlar  öğretirler. 
Onun için, onlara karşı olan görevlerimizi saymakla bitiremeyiz.
1. Onlara  saygı  gösterip itaat etmeliyiz. Konuşurken tatlı dilli,  güler  yüzlü  olmalı,
    onların  kalplerini kıracak davranışlardan uzak kalmalıyız.  Sözlerini dinlemeliyiz.
2. Ana ve babanı azarlamamak onlara  "öf" bile dememek.
3. Onların  ihtiyaçlarını  gidermek,  yardımına  koşmak.
4. Öldükten sonra mezarlarını ziyaret etmeli ve dua da bulunmalıyız: "Allah'ım! Hesap  görülecek 
    günde, beni (ana-babamı)  beni  çocukken  nasıl  terbiye  ettilerse,
    Sen de kendilerini  (öylece)  esirge."  (İsra- Süresi: 249)
E) Kardeşlerin başlıca görevleri:
1. Büyük kardeşler, ana-baba yerindedir. Küçük kardeşler, onlara karşı saygılı olmalıdır.
2. Ağabeyler, küçük kardeşlerine karşı şefkatli davranmalı, onları her bakımdan korumalıdır.
3. Maddi durumu iyi olan, muhtaç olan kardeşine yardımcı olmalı, onu da her bakımdan 
    kalkındırmaya çalışmalıdır.
4. Menfaat yüzünden doğan kırgınlıklar,  kardeşliğe yakışmaz. Bu bakımdan kardeşler kendi
    menfaatlerinden çok, kardeşlerinin  menfaatlerini  üstün  tutmalıdırlar.
5. Eğer  kardeşler  ayrı  evlerde  oturuyorlarsa, birbirlerini  sık  sık  ziyaret  etmelidirler.
6. Bir işe karar verilirken, birbirlerine danışmaları  gerekir.

ALLAH'A, PEYGAMBERE  VE  KUR-AN'A  KARŞI GÖREVLERİMİZ
A-  Allah'a Karşı Görevlerimiz: Bizi yoktan var eden ve mükemmel organlarla donatan, yeryüzünde ne varsa hepsini
bizim faydalanmamız için yaratan Allah'tır. İnsana tanınan bu üstün  özellikler  hiçbir  canlıya verilmemiştir. Bu 
iyiliklere  karşı  yapmamız  gereken  görevler  vardır.
Bu görevler:
a- Allah'ın  varlığına ve birliğine inanmak,
b- Hiç  bir  şeyi  Ona  ortak  koşmamak,
c- İbadet  vazifelerini  yerine  getirmek,
d- Emirlerine  uygun  hareket  edip  yasak ettiği şeylerden  sakınmak,
e- Allah sevgisini her şeyden üstün tutmak,
f- O'nun  adını  saygı  ile   anmak,
g-Verdiği  nimetlere  şükretmek.
Peygambere  Karşı  Görevlerimiz: 
 Allah,  İslam  dinini  insanlara  tebliğ  etme  görevini Peygamberimiz   Hz. Muhammed  (a.s.)'e  verdi.   Sevgili
Peygamberimiz  insanlığın  kurtuluşu  için  çok  çalıştı. Bu uğurda birçok  güçlüklerle  karşılaştı. İslamın ışığı ile dün-
yayı aydınlattı. İnsanlara mutlu olmanın yollarını gösterdi.
Bu sebeple;  
a- Onun son ve en büyük Peygamber olduğuna inanmak,
b- Onu çok sevmek, adı anıldığı zaman salvat-i şerife okumak,
c- Onun gösterdiği yoldan yürümek,
d- Onun güzel ahlâkını kendimize örnek alarak yaşamak.
C- Kur-an'a  Karşı  Görevlerimiz:
a- Kur-an'ı  Kerim'in  Allah  tarafından  Peygamberimiz    
    vasıtası ile  gönderilen son  kitap  olduğuna  inanmak.
b- Onu  usulüne  göre  güzelce  okumak,
c- Manasını  anlamaya  çalışmak,
d- Kur-an'ı okurken ve dinlerken son derece saygılı olmak,
e- Kur-an'ın yap dediklerini yapmak, yapma dediklerinden sakınmak.
 
İNSANLARA  KARŞI  BAŞLICA  GÖREVLERİMİZ
01)  Hiç  kimseye  zarar  vermemek:
İnsanların canına, malına, konutuna, hürriyetine, namus ve şerefine tecavüz etmek dinimizce yasaktır. Bunlar
insanların dokunulmaz haklarıdır. Müslüman, başkalarının hakkına  saygı  göstermek, insanlara zarar verici her türlü
fiil ve davranıştan  sakınmakla  görevlidir.
Gerçek  Müslüman  olabilmenin  bir  şartı  da  budur. 
Peygamberimiz  şöyle  buyurmuştur:
"Müslüman,  diğer  Müslümanların  dilinden  ve  elinden zarar  görmediği  kimsedir."    
(Hadis-i Şerif: Riyazüssalihin)
02) Başkalarına  yardım  etmek: İnsanlara tatlı sözlü
ve  güler  yüzlü  davranmak, fakirlere  yardım  etmek, yoksulların  ihtiyaçlarını  karşılamak, kimsesizleri korumak,
düşeni  kaldırmak,  yolunu  şaşıranlara  yol göstermek dinimizin emri, iyi ahlâklı olmanın gereğidir.
03) Büyüklere saygı, küçüklere  merhamet  göstermek:
Anne ve babamıza, büyük kardeşlerimize, öğretmenlerimiye  ve  yaşca  bizden  büyük  olanlara  saygı  göstermek,
bizden küçüklere kimsesizlere, güçsüz  ve  yetimlere  merhamet etmek, yardımcı  olmak  önemli bir ahlâk  kuralıdır.
Peygamberimiz (s.a.v.)  bu  konunun  önemi  hakkında şöyle buyuruyor:  Büyüklerine  saygı  göstermeyen,
küçüklerimize  merhamet  etmeyen  bizden  değildir. 
05) Dargın  durmamak:  Müslümanlar arasında herhangi bir  sebeple  dargınlık  olursa,
vakit  geçirmeden  dargınlar hemen barışmalıdır. Peygamberimiz: "Bir Müslüman diğer
din  kardeşi  ile  üç  günden  fazla  dargın  durması  helal olmaz."   Buyurarak  dargın  durmanın  kötü  bir  davranış 
olduğunu bildirmiş, uzun süre küs duranların büyük günah
işlediklerini  belirterek  şöyle  buyurmuştur:
"Bir  kimse  Müslüman  kardeşi  ile  bir  sene  küs durursa onun kanını dökmüş gibi günaha
girmiş olur." (Riyazüssalihin)
06) Dargınları  barıştırmak: "Mü'minler ancak kardeştirler.
O halde iki kardeşinizin arasını düzeltiniz."Hucürat süresi 10
Peygamberimiz (s.a.v.)  Efendimiz de: "Sadakaların  en hayırlısı dargın olan kimseleri  barıştırmaktır." (Seçme
Hadisler) buyurarak dargınları barıştırmanın çok hayırlı bir davranış
olduğunu  bildirmiştir.
07) Dostları  ziyaret  etmek:
Müslümanlar  uygun  zamanlarda  yakınlarını, büyüklerini ve baba dostlarını ziyaret etmelidir.
08) Misafirleri  ağırlamak:  Misafirleri ağırlamak dinimizin tavsiye ettiği iyi davranışlardan biridir. Misafir severli-
ğin milli geleneklerimiz  arasında  önemli  bir  yeri  vardır. Türk Milleti, tarih boyunca misafirlere karşı iyi davranışı ile 
tanınan  bir  millettir.
09) Dâvete  gitmek:    Bir  Müslüman  eğer  sakıncalı  bir durum  yoksa, din  kardeşinin  davetine  gitmeli, 
vereceği yemeğe katılmalıdır. Bu davranış Müslümanlar arasındaki sevgiyi  artırır.  Peygamberimiz bu  konuda 
şöyle  buyurmuştur: "Sizden birinizi din kardeşi düğün yemeğine veya benzeri şeye davet ederse gitsin."  (Cami'us-
Sağir)
Sevgili  Peygamberimiz  zengin, fakir ayırımı  yapmaz, bir hizmetçi davet etse bile giderdi.
10)  Din  Kardeşinin  İyiliğini  İstemek:  Müslüman, din kardeşleri için iyi  düşüncelere  sahip  olmalı, kendisi 
için sevip istediği iyi şeyleri din  kardeşleri için de arzu etmeli,
kendisi  için  hoşlanmadığı  bir şeyi  başkaları  için de arzu etmemelidir. İyi ahlâklı olgun bir  Müslüman  olabilmenin
ölçüsü  budur.
11) Büyüklerin  Ellerini  öpmek:  Müslümanlar, saygılarını göstermek maksadiy-le, bilginlerin ve  büyüklerin 
ellerini  öpebilir.
12) Başkalarının kusurlarını araştırmamak:  Bir  Müslüman  din  kardeşinin  özel  hayatını araştırmaz. Gördüğü
kusurları başkalarına yay- maz. Din kardeşini başkalarının yanında  kötü-lemez. Gördüğü hatalı  davranışları 
kırmadan, incitmeden uygun sözlerle düzeltmeye  çalışır.
13) Kötülük  Yapanları  Bağışlamak:
İyi ahlaklı bir insan kendisine yapılan fenalık-ları  bağışlar.  Hatta  bağışlamakla  kalmaz, kötülüklere  karşı  iyilik 
yapar.  Bu  davranış ahlaken olgunlaşmış Müslümanların yapacağı çok güzel bir davranıştır. 
Sevgili Peygamberimiz:
"Üç güzel huy kimde bulunursa yüce Allah  o kimseyi  rahmeti  ile  cennete kor."   buyurdu.
O huylar  nelerdir? diye  sorulunca  şu  cevabı verdi:    
- Sana vermeyene sen verirsin,
- Sana gelmeyene sen gidersin,
- Sana zulmedeni bağışlarsın. (Seçme Hadisler S.211)
14) Hastaları  Ziyaret etmek:     Müslüman, hasta olan din kardeşini ziyaret etmeli, sağlığa kavuşması  için  dua 
etmeli,  hastaları  üzecek  söz  ve  davranışlardan  sakınmalıdır.
15) Cenazelere  Katılmak: 
Ölen din kardeşinin cenaze  namazını  kılmak, onu kabrine kadar götürmek, din  kardeşi  için Allah'tan  rahmet 
dilemek  ve  dua  etmek, Müslümanların  dünya  hayatından  ayrılıp ahirete  göçen  din  kardeşlerine  yapmaları
gereken  önemli  bir  görevdir.
İNSANLARIN  BİRBİRLERİNİ  YANLIŞ  ANLAMASI İÇİN
EN  AZ  9  İHTİMAL VARDIR.
 1- Düşündüğünüz,
 2- Söylemek  istediğiniz,
 3- Söylediğinizi  sandığınız,
 4- Söylediğiniz,
 5- Karşınızdakinin  duymak  istediği,
 6- Duyduğu,
 7- Anlamak  istediği,
 8- Anladığını  sandığı,
 9- Anladığı...    
Dünyada en huzursuz kimse, gönlünde haset ve kin tutandır. (İmam Safii)
Küçük şeylere gereğinden fazla önem verenler, elinden büyük iş gelmeyenlerdir.  (Eflatun)
                           
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder


Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı