15 Aralık 2010 Çarşamba

RIFK\YUMUŞAKLIK, KIRK AYET ve KIRK HADİS

 

RIFK\YUMUŞAKLIK


Yirminci Ayet

وَلَا تَسْتَوِى الْحَسَنَةُ وَلَا السَّيِّئَةُ اِدْفَعْ بِالَّتى هِىَ اَحْسَنُ فَاِذَا الَّذى بَيْنَكَ وَبَيْنَهُ عَدَاوَةٌ كَاَنَّهُ وَلِىٌّ حَميمٌ

"İyilikle kötülük eşit değildir. En güzel olan iyi hareketle önle. O vakit ki, seninle aralarında bir düşmanlık bulunan yakın bir dost gibi olmuştur."[250]

وَلَا تَسْتَوِى eşit değildir الْحَسَنَةُ İyilikle وَلَا السَّيِّئَةُ kötülük اِدْفَعْ önle بِالَّتى هِىَ olan iyi hareketle اَحْسَنُ En güzel فَاِذَا O vakit الَّذى ki بَيْنَكَ seninle وَبَيْنَهُ aralarında عَدَاوَةٌ düşmanlık bulunan كَاَنَّه gibi olmuştur ُ وَلِىٌّ bir dost حَميمٌ yakın

Ayetin Nuzûlü ve Açıklaması
İbni Abbas (r.a)'dan yapılan bir rivayette şu şekildedir: Bu ayetin Resulullah hakkında, bir rivayette de ashabı hakkında nâzil olduğu nakledilmiş. Dolayısıyla sebebi nüzul has olsa bile bu özellikleri üzerinde taşıyan herkese şamildir. Yani İslam davetinin sorumluluğunu taşıyan ve Allah'a davet eden her davetçi için geçerlidir.[251]

Bir insanın ulaştığı bir derece; kötülüğü iyilikle savma, kin ve öfke gibi dürtüleri yenip hoşgörülü davranma, nereye kadar hoşgörülü davranılacağını, nereye kadar kötülüğe iyilikle karşılık verileceğini dengeleyebilme derecesidir. Her insanın ulaşamadığı bir derecedir. Çünkü böyle bir düzeye erişmek sabır gerektirmektedir. Bu, aynı zamanda yüce Allah'ın çalışıp ta onu hak eden kullarına bahşettiği bir lütuftur.

Yukarıdaki âyet bize, sadece insanlara karşı değil hayvanlara karşı bile iyilikle davranmamız gerektiğini hatırlatmaktadır. Ayrıca Cenab-ı Hakk'ın kötülüklerin dahi iyilikle karşılanması hususundaki emrinin taşıdığı hikmete dikkat edilmelidir. Nice sert ve katı yürekli insan, ancak kendisine iyilikle yaklaşıldığı zaman yumuşamakta, sevgi ve dostluk hisleri ancak bu şekilde uyanabilmektedir. Aksine davranışlar daima sertlikle, katılıkla, acımasızlıkla mukabele görmekte; dolayısıyla kırgınlıklar, dargınlıklar hattâ düşmanlıklar ortaya çıkmaktadır.

Hz. Peygamber'in iyilikte güzellik; katılıkta çirkinlik görmesi çok manidardır. Siyer ve hadis kitapları tetkik edilince, Rasûlüllah'ın bütün hayatı boyunca çevresindeki insanlara, hattâ hayvanlara karşı iyilikle ve merhametli davrandığı görülür. Onun söz ve hareketlerinde sertlikten eser yoktur. Böyle davrandığı içindir ki katı kalpli birçok kişi, huzurunda yumuşamış ve müslüman olmuştur. Rasûlüllah'ın bu tutumunun İslâm'ın yayılmasındaki etkisi unutulmamalıdır. Bunun böyle olması da tabiidir. Zira Hak Teâlâ, iyilikle ile muamelenin "düşmanları dost yapacağını" bize haber vermiştir. Şu halde her müslüman bu ilâhî emre uyarak kabalık ve sertlikten uzaklaşmalı ve çevresinde bulunan herkese karşı iyilik ve merhametle muameleyi prensip edinmelidir.

İyilikle muamele, en katı taşları dahi eritir. Eğer bu bir müslümanın özellikleri olursa, karşısında yumuşamıyacağı katı yürekli kimse kalmaz.

İyilik, aziz peygamberlerin özelliklerinin başında gelmektedir. Dolayısıyla iyilik müslümanın da şiarı olması gerekir.

Yüce Allah cümlemizi rıfkla dinimizi ikame etmeyi nasip etsin.



Yirminci Hadis

 قَالَ رَسُولُ للّهِ :مَنْ يُحْرَمِ الرِفْقَ يُحْرَمِ الخَيْرَ كُلَّهُ.

Allah Resûlü (a.s) buyurdular ki: "Bir kimse yumuşak davranmaktan mahrum ise hayrın tamamından mahrumdur."[252]

قَالَ buyurdu ki رَسُولُ Resûlü (a.s) للّهِ Allah : مَنْ Bir kimse يُحْرَمِ mahrum ise الرِفْقَ yumuşak davranmaktan يُحْرَمِ mahrumdur الخَيْرَ hayrın كُلَّهُ tamamından

Hadisin Vürûdu ve Açıklaması
Vürûdu: Müslim,[253] Hz. Âişe (r.a), bir deveye binmiş ve ağır hareketinden dolayı onu öteye beriye sürmeye başlamıştı. Bunun üzerine Rasûlüllah (a.s), Hz. Âişe'ye hitaben şöyle buyurdu: "Yumuşak muamele etmekten ayrılma. Yumuşak huyluluk herhangi bir şeyde bulunursa, onu muhakkak ziynetlendirip güzelleştirir. Sökülüp koparıldığı herhangi bir şeyi de muhakkak çirkinleştirip kötüleştirir." [254]

Rıfk, kelime olarak mülâyemet, letâfet, yumuşaklık, tatlılık mânalarına gelir, sertlik ve kabalığın zıddıdır. İslâm ahlâkında gerek insanlara ve gerekse hayvanlara karşı muâmelede en mühim prensiplerden biri rıfk'dır. Resûlullah (a.s)'ın Kur'ân-ı Kerîm'de yer verilen mümtaz ahlaklarından biridir.[255] Bu mevzuda çok sayıda rivâyet mevcuttur. İslâm ulemâsının da rıfkın ehemmiyetini ifâde eden açıklamaları, rıfkla ilgili menkîbeleri vardır.

Âlimlerimiz bu hadislere dayanarak, rıfk'ın her hayrın başı ve sebebi olduğunu söylemiştir.

* İnsanların ne dilleri,  ne renkleri, ne ırkları ne de mezhepleri üstünlük ve ayrıcalık değildir. Asıl olan ahlaktır.

* Ahlaki üstünlüğü bırakıp, milliyetçilik asabiyetiyle iftihar edenler, birer zavallıdırlar. Çünkü insanın tabiatında var olan bir şey, üstünlük alameti olamaz.

* Güzel ahlak, müminin imanını tamamlar. Çünkü ahlakın en muteberi imandan gelenidir.

* Kemal mertebesindeki iman, kişinin her ameline müessir olur ve yönlendirir. Ahlaki davranışlara güç yetiremeyen iman, anlamını yitirmiş demektir.

* Bir şey kendiliğinden ne iyi,  ne de kötüdür. Kişi kendiliğinden ne iyi ne de kötü olur. İyilik ve kötülük, kişinin azmi ve tercihiyle ortaya çıkar.

KAYNAKLAR


[250] Fussilet 41/34.
[251] M.Hamdi Yazır, a,g,e. S, 4205.
[252] Müslim, Birr 75.
[253]  Müslim, Birr ve Sıla, 78-79.
[254] Suyuti, "Esbab-u Vürudi'l Hadis" S,185-186
[255] Âl-i İmrân,3/156.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder


Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı