15 Aralık 2010 Çarşamba

RAHMET ve MERHAMET, KIRK AYET ve KIRK HADİS

 

RAHMET ve MERHAMET


On Dokuzuncu Ayet

وَمَا اَرْسَلْنَاكَ اِلَّا رَحْمَةً لِلْعَالَمينَ

"Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik."[240]

وَمَا اَرْسَلْنَاكَ Biz seni gönderdik اِلَّا ancak رَحْمَةً rahmet olarak لِلْعَالَمينَ âlemlere

Ayetin Nuzulü ve Açıklaması
"Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik." Said b. Cübeyr, İbn Abbas'tan şöyle dediğini nakletmektedir: Muhammed (a.s) bütün insanlara rahmet idi. Ona iman edip onu tasdik eden mutlu oldu. Ona iman etmeyen ise, geçmiş ümmetleri bulan yerin dibine geçmek ve suda boğulmak gibi azaplardan kurtuldu.

İbn Zeyd dedi ki: "Âlemler" ile özel olarak mü'minleri kastetmiştir.[241]

Hz. Peygamber (a.s) hem dini, hem dünyevi bakımdan "rahmet"tir.
O dini bakımdan rahmettir. Çünkü Hz. Peygamber (a.s), insanlar bir câhiliyyet ve dalalet içinde iken ve iki ehli kitab, yani Yahûdiler ve Hristiyanlar aradan uzun zaman geçtiği tevatürleri (sağlam rivayetleri) kesildiği ve kitabları hususunda ihtilafları meydana geldiği için, dinleri hususunda şaşkınlığa düştükleri bir zamanda gönderilmiştir.

Dünyevi bakımdan Hz. Peygamber (a.s)'ın rahmet oluşu, insanların onun sayesinde pek çok zilletlerden, savaşlardan kurtulmaları, onun dininin bereketli sayesinde yardıma mazhar olmalarıdır.[242]

Bu ayete şöyle bir meal de verilebilir: "Biz seni ancak insanlara bir rahmet olarak gönderdik" iki durumda da bu ayet, Peygamber'in yeryüzüne Allah'ın bir rahmet ve bereketi olarak gönderildiği anlamına gelir, çünkü o dünyayı gafletten uyandırmış, Hakla batılı ayıran gerçek bilgiyi getirmiş ve tüm dünyayı kurtuluş ve azabdan her ikisiyle de uyarmıştır. Bu gerçek burada Mekke müşriklerinin Peygamber'i bir bela ve felaket olarak kabul etmekle yanılgıya düştüklerini bildirmek için tekrarlanmıştır. Onlar "Bu adam aramıza ayrılık tohumları ekti, yakın akrabaları birbirinden ayırdı," diyorlardı. Cevap olarak onlara şöyle deniliyor: "Ey akılsızlar, onun size bir bela olarak geldiğini düşünmekle yanılgıya düşüyorsunuz, aslında o size Allah'tan bir rahmet ve bereket olarak gelmiştir."

Bunların dışında Hz. Muhammed'in -salât ve selâm üzerine olsun- getirdiği dinin insanlık için rahmet kaynağı olduğunu ve Hz. Muhammed'in -salât ve selâm üzerine olsun- âlemlere rahmet olarak gönderildiğini gösteren birçok kanıt vardır. Bu rahmet, ona inanan ve inanmayan herkesi kapsamaktadır. Çünkü bütün insanlık, isteyerek veya istemeyerek bilinçli ya da bilinçsiz Hz. Muhammed'in -salât ve selâm üzerine olsun- getirdiği sistemden etkilenmiştir. Bu rahmetin gölgesi hâlâ devam etmektedir. Gölgesinde dinlenmek, kavurucu dünya çölünde, özellikle günümüzde huzur veren meltemlerin esintisini, kokusunu almak isteyenler bu rahmete koşabilirler:

Bugün insanlık her zamankinden çok bu rahmeti ve esenliği duyumsamaya muhtaçtır. Çünkü insanlık, büyük bir bunalım ve şaşkınlık içinde yaşamaktadır. Materyalizmin bataklığında savaşların cehenneminde kıvranıp durmaktadır. Kalpler ve ruhlar kaskatı kesilmiştir.[243]

Rahmet, merhametin sonucunda tezahür eder. Eğer merhamet sergilenmezse rahmetin beklenmesi beyhudedir.

Yukarıdaki ayeti kerime Peygamberimizin rahmet peygamberi olduğunu ifade buyururken, aşağıdaki hadisi şerif ise; “kim ki, alemlerin rahmetinin rahmetine mazhar olmak istiyorsa merhemet etsin” diye ifade buyuruyor.

Yüce Allah cümlemizi izzeti dergahında inayetine ve rahmetine mazhar olan kullarından eylesin.



On Dokuzuncu Hadis


قَالَ رَسُولُ للّهِ :مَنْ لاَ يَرْحَمِ النَّاسَ لاَ يَرْحَمُهُ اللّهُ تَعالى.

Allah Resulü (a.s) buyurdular ki:[244] "İnsanlara merhametli olmayan kimseye Allah Teala ona merhamet etmez." [245]

قَالَ buyurdular ki رَسُولُ Resulü (a.s) للّهِ Allah :مَنْ kimseye َلآ يَرْحَمِ merhametli olmayan النَّاسَ İnsanlara َلآ يَرْحَمُهُ ona merhamet etmez اللّهُ تَعالى Allah Teala

Hadisin Vürûdu ve Açıklaması
Vürud: Ahmed, Buhari, Müslim, Ebu Hureyre (r.a)'den, Akra bin Habis, Hz. Peygamber (a.s)'ın Hz.Hasan'ı öptüğünü gördü ve şöyle dedi: "Benim on tane çocuğum var. Asla hiçbirini öpmedim." Hz.Peygamber (a.s) "İnsanlara merhametli olmayana Allah Teala merhamet etmez."[246]

Hadis, insanlara karşı merhametli olmaya teşvik etmektedir. Bir başka rivayette bütün canlılara şamil olacak bir üslubla: "Yerde olanlara merhamet etmeyenlere gökte olanlar merhamet etmez" buyrulur.

İbnu Battal bu hadislerle Müslümanın bütün mahlukata; mü'min, kâfir, hayvan, merhametli olmaya teşvik edildiğini belirtir. "Merhamet, canlılara yiyecek içecek vermek, hayvanlara ağır yük yüklememek, dövme, acıktırma, yorma gibi vasıtalarla onlara karşı haddi aşmamak şeklinde tezahür etmelidir" der.

Bir başka hadiste   َ تُنْزَعُ الرَّحْمَةُ إِلاَّ مِنْ شَقِىٍّ  "Rahmet sadece şaki (bedbaht) olandan çıkarılmıştır" buyurularak merhametsizliğin ebedî hüsran alâmeti olduğuna dikkat çekilmiştir.

Rahmet: İncelik, ihsan, bağışlama, acıyıp esirgeme. Allah'ın kullarına acıması, onlara sevgi, şefkat ve merhametle muamele etmesi anlamında Kur'anî bir tabir.

Rahmet, bütün yaratıkların iyiliğini isteyip onlara yardım etme arzusu duymaktır.
Allah Teâlâ'nın bu kelimeden türemiş bazı güzel isimleri vardır;
Rahmân: Esirgeyen,
Rahîm: Bağışlayan,
Erhamürrâhimîn: Merhametlilerin en merhametlisi,
Hayrürrâhimîn: Merhametlilerin en hayırlısı,
Zürrahme: Rahmet sahibi,
Zü Rahmetin Vasia: En geniş Rahmet sahibi... gibi.

İbadetler, bilhassa oruç ve zekat, merhamet duygusunu arttırır. Müslümanın merhameti bütün müminleri bütün insanları, hatta bütün canlıları içine almaktadır. Çünkü İslam, yaratıcıya hürmet, yaratılana şefkat ve merhamet temeli üzerine bina edilmiştir. Rahmet Peygamberi (a.s); "İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez"[247] buyurur. Küçüklere, güçsüzlere, yardıma muhtaç olanlara, hayvanlara... rahmet ve şefkatle davranmak Peygamberimizin en önemli özelliklerinden ve ümmeti olan bizlere tavsiye ettiği şeylerdendir:
-"Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir."[248]
-"Merhamet edenlere Allah da merhamet eder. Siz yeryüzündekilere -bütün canlılara- merhamet edin ki, göktekiler de -Allah ve melekler- size merhamet etsin." [249]

* Ağlamak, merhametin bir parçasıdır.

* Allah’ım! Ağlamayan gözden, sızlamayan kalpten ve kızarmayan yüzden sana sığınırım.


 KAYNAKLAR
[240] Enbiya, 21\107
[241] Kurtubi, a,g,e. 11/583-584.
[242] Râzi, a,g,e. 16/245
[243]  S.Kutup, a,g,e. 10/182.
[244] Kettani "Nazmul Mutenasir minel Hadisi’l Mütevatira" h.no.213;bu hadisin mütevatir olduğunu kaydeder ve 9 Sahabi ismini zikreder.
[245] Tirmizî, Birr 16
[246] Buhari, Edeb, 18; Suyuti,"Esbab-u Vürudi'l Hadis",S,203-204.
[247] Müslim, Fedâil, 66
[248] Tirmizi, Birr,15.
[249] Ebu Davud, Edeb, 58.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder


Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı