15 Aralık 2010 Çarşamba

MEVLANA'DAN GÜZEL SÖZLER

Gel, gel, daha yakın gel, bu yol vuruculuk ne zamana kadar sürüp gidecek?
Madem ki sen, bensin, ben de senim. Artık bu senlik ve benlik nedir? 
Biz Hakk’ın nuruyuz, Hakk’ın aynasıyız. Şu halde kendi kendimizle, birbirimizle ne diye çekişip duruyoruz? 
Bir aydınlık bir aydınlıktan neden böyle kaçıyor? 
Biz hepimiz, bütün insanlar, tek bir vücud halinde olgun bir insanın varlığında toplanmış gibiyiz. Fakat neden böyle şaşıyız?
Aynı vücudun birer uzvu olduğumuz halde neden zenginler, yoksulları böyle hor görürler?
Aynı vücutta bulunan sağ el, ne diye sol elini hor görür? Her ikisi de madem senin elindir, aynı tende uğurlu ne demek, uğursuz.
  Mutlu olmanın sırrını Peygamber Efendimiz’den öğren de, Allah sana ne verirse ona razı ol.
Başına gelen derde, balaya razı olur da, ses çıkarmazsan, o anda hemen sana cennet kapısı açılır.
Eğer gam elçisi sana gelirse, tanıdık bir dost gibi karşıla,
onu kucakla. Zaten o sana yabancı değildir, 
onunla aşinalığın vardır. Sevgiliden gelen cefaya karşı sakın suratını asma, onu neşe ile karşıla, 
merhaba, hoş geldin de. Onu güler yüzle, tatlı sözle karşıla ki gönül alıcı 
o eşsiz varlık hoşa gitmeyen çarşafını üstünden atsın da güzelliği ortaya çıksın.
Pişman olmayı kendine âdet edinirsen
boyuna pişman olur durursun! Nihayet bu pişmanlığa da daha ziyade pişman olusursun!
Ömrünün yarısı perişanlıkla geçer,
öbür yarısı da pişmanlıkla heder olur gider!
Bu fikri, bu pişmanlığı terket de, 
daha iyi bir hâl, 
daha iyi bir dost ve daha iyi bir iş ara!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder


Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı