14 Haziran 2011 Salı

Bilecik vakası

Bilecik vakası Mihal Bey'in Osman Gaziye göstermiş ol­duğu yakınlık, civardaki rum tekfurlarının hased ve kıskanç­lığını mucib oldu. Osman Gâzi'yi Mihaİ Bey'in sevgisinden ayıramayacakiarını görünce hiyanet için teşvike başladılar. Mihal Bey ise, tamamen akisne onları Osmanlılarla iyi geçi­nip, karşılıklı sadakata davet ediyordu. Bu arada Bilecik tek­furu, Yarhisar Tekfuru'nun kızıyla evleneceğinden Tekfurlar, mihal Bey'e: -Eğer, Osman Bey'i bu düğüne davet edersen, ziyafet esnasında hep birden hücum edip, işini bitiririz. Dedi­ler.
Mihal Bey'i bu teklifi kabul etmiş zannederek onlar rahat­larken durumu, Osman Gazi'ye Mihal Bey gizlice ulaştırmış­tı.
Bilecik Tekfurundan gelen davet üzerine düğüne gidildi. Hâttâ düğün hediyesi olarak bir sürü koyunda yolladı. Yayla­ya çıkacağını söyleyerek her zamanki gibi kıymetli eşyalarını kadınlar vasıtasıyla bir gün evvel kaleye muhafaza için bı­raktırmak niyetinde olduğunu bildirdi. Tekfur ise, sadece Os­man Gâzi'yi öldürmekle kalmayıp malına da konma sevinci içindeydi.
Osman Gazi, en kıymetli eşya olarak yeterli sayıdaki silahı beygirlere yükledi. Kırk kadar kahramanı kadın kıyafetinde verdiği talimata uygun hareket etmelrini isteyerek gönderdi. Kendisi de, düğünün yapılacağı yer olan Çakırpmar'a (yolda en kuvvetli birliğini pusuya bırakarak) az bir adam ile gitti. Gece olup düğün yerinde zevk ve safaya dalındığı sırada, Bi­lecik kalesinde bulunan kadın kıyafetindekifer silahlan çıkar­dılar. Kaledekileri kesdiier. Bu vaziyeti gizlice Osman Gâzi'ye bildirdiler. Osman Gazi görünürde hiç renk vermiyordu. Düş­manların kendi hakkında yapacakları muameleyi bekliyordu. Tam düşmanların hücum etme zamanı geldiğine kani olduk­ları sırada adamlarına işareti çakan Osman Gazi korkup kaçıyorlarmış gibi bir durum takındı. Düğün halkı bunları yakalamak için peşlerine düştüler.
Evvelce hazırlamış oldukları pusu yerini kendileri geçince geri döndüler. Düşman şimdi iki ateş arasında kalmıştı. Pusudakiler bir taraftan, planlı kaçanlar öbür taraftan bir güze! tepelediler. Hatta düğünün damadı bile, bu hengâmede ha­yatını kaybetti. Gelin kız Osmanlıların eline geçti ve Nilîüfer Hatun adını aldı. Bu temiz hanımefendi Osman Gâzi'nin oğlu Orhan Gâzi'ye hanım oldu. Orhan Gazi bu sırada oniki ya­şında olmasına rağmen büyük başarılar sergiledi. Şehzade Orhan ile Nilüfer Hatun'un evliliğinden şehzade Süleyman ile Murad sonradan padişah olan, I. Murad dünya'ya gelmiştir. Hazreti Nilüfer, Bursa üzerinden geçen suyun üzerine bir köprü yaptırdığından köprüye, Nilüfer köprüsü, daha sonra­ları ise bu suya Nilüfer çayı adı verilmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder


Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı