ABDULHAMÎD B.VÂSİ B. TÜRK
Cebir ilminin kurucularından olduğu kabul edilen İslâm matematikçisi
Asıl adı Ebu'l-Fazl Abdülhamîd b.Vâsi b. Türk el-Huttelî el-Hâsib'tir. Kendisinin ve yine bir matematikçi olan torunu Ebu Berze'nin taşıdığı İbn Türk künyesinden, Türk olduğu tahmin edilmektedir. Hicretin II. veya III. asırlarında yaşadığı sanılmakta, bir rivayete dayanılarak Halife Vâsık'ın ölümü (847) sırasında sağ olduğu ileri sürülmektedir. Çeşitli kaynaklarda nisbesinin değişik yazılmış olması hasebiyle doğduğu veya yaşadığı şehir de kesinlikle bilinmemekte, bu yerin Hazar Denizinin güneyindeki Gilân yahut Çin Türkmenistanı'nın batısındaki Huttal olduğu sanılmaktadır.
İbnün-Nedim'in el-Fihristinde, Abdülhamîd b.Vâsiden bahsederken, Onun Kitabü'l-Câmi fil-hisâb, Kitabü'I-Mu'aıııelât adını taşıyan iki kitabının bulunduğunu belirtir.
İbnü'l-Kıftî ondan bahsederken, onun İbn Türk el-Cîlî olarak tanındığını söyler. Hesap ilminde çok bilgili ve maharet sahibi olduğunu, bu ilmin mensuplarının daima ondan bahsettiklerini söylemekte; bu iki eserinden başka Kitabü Nevadiri'l-hisab ve Havassül-â'dad adlı iki kitabının daha bulunduğunu bildirmektedir. Ancak bu iki adın bir tek esere ait olması da mümkündür.
Kâtip Çelebi de, Keşfü z-zünunda, Abdülhamîd b. Vâsi'nin torunu Ebû Berze'nin dedesi hakkında verdiği, onun cebir ilminin kurucusu olduğuna ve bu konuda Muhammed b. Musa el-Harîzmıden önce geldiğine dair bilgiyi nakletmekte, arkasından da, Ebû Berze'den biraz daha sonra yaşadığı sanılan Ebû Kâmil eş-Şüci el-Eslem'in, Ebû Berze'yi "gerçekleri saptırıcı" (muhterik) olmakla suçlayan ve cebiri asıl kuranın Harizmi olduğunu iddia eden sözlerini kaydetmektedir.
Ebû Kâmil'in bir kitabı ile Harîzmi'nin iki kitabının Arapça asılları ve tercümeleriyle birlikte bugüne kadar ulaşmış olmalarına karşılık, Aydın Sayılı'nın yayımladığı kısa bir yazısı dışında, ne Abdülhamîd b. Vâsi'nin, ne de Ebû Berze'nin eserlerinin elde olmayışı, cebir konusunda ilk kitap yazanın kim olduğunu tesbit etmeyi güçleştirmektedir. Salih Zeki'ye göre, Abdülhamîd b. Vâsi'nin, Harizmi den önce yaşadığı kesin olarak bilinmektedir. Aydın Sayılı ise, konuyu genişçe inceledikten sonra, ikisinin aşağı yukarı çağdaş olduklarını ve belki Abdulhamîd b. Vâsî'in biraz daha önce yaşamış olduğunu, Harizmi'nin bu ilim dalında öncü olduğu iddiasında bulunmayışının da, Ebû Berze'ye hak verdirebileceğini, ancak bugün için yine de kesin bir şey söylenemeyeceğini ifade etmektedir.
Aydın Sayılı bu çalışmasında, Abdülhamid b. Vâsi nin bir kitabına ait olması gereken ez-Zarürat fil'l-mukterinât min-Kitabi'l-cebr ve'l-mukabele liebi l-Fazl' Abdülhamid b. Vâsi b. Türk el-Cili isimli bir parçanın iki yarı nüshasını (Sülaymaniye (Millet) Ktp., Carullah, Nr. 1505, vr. 2a-5a: Süleymaniye Ktp., Hüsrev Paşa Nr. 257, vr. 5b-8a) karşılaştırarak incelemiştir. (bu risalenin Arapça metni ve Farsça tercümesi Ahmed Arârîm tarafından yayımlanmıştır: "Risalei ez Karni Sivvom-i İlmi-i Hicri der Cebr u Mukabele", Mecelle-i Sühan, III/II-12, Tahran 1343 hş) Aydın Sayılının "Katışık Denklemlerde Mantıkî Zaruretler" şeklinde tercüme ettiği bu yazıda, Abdülhamid b. Vâsi, üç tip ikinci derece denklemini sistemli bir yaklaşımla ve geniş açıklamalar yaparak ayrıntılı biçimde çözmektedir. Çözüm için seçtiği metod, geometrik yoldur ve Mezopotamya geleneğini devam ettirmekte, formül kullanmadan sözlü anlatımla sonuca varmaktadır. Denklemleri incelemesi, kendinden önce gelenlerden biraz farklı ve sonrakilere yol gösterecek şekildedir. Kitabü'l-Cebr ve'l-mukabele'de aynı konuyu işleyen Harizmi'nin ise denklemleri, Abdülhamid b. Vâsi kadar sistemli biçimde ele almadığı ve ayrıntıya girmeden çok kısa bir açıklamayla çözüme vardığı görülmektedir. Aydın Sayılı, bu duruma Harizmi'nin konuyu meçhul saymamış, bu sebeple de ayrıntılara girmeye gerek görmemiş olabileceği şeklinde bir yorum getirmekte ve onun ilk cebir kitabını, İslâm dünyasında da, Batı dünyasında da cebirin kurucusu olarak kabûl edilen Harizmi'den önce yazmış olabileceği ihtimalinin pek zayıf sayılamayacağı sonucuna varmaktadır. İbn-i Haldun Mukaddimenin 3. cildinde, yalnız Harizmi ile Ebu Kamilden bahsetmekte ve muhtemelen Ömer Hayyam'a da atıfta bulunmaktadır. İbn-i Haldun'un zikretmemesine mukabil, İbn-ün Nedim ve İbn-ul Kıfti'nin ondan övgüyle bahsetmeleri ve Ebu Kamil'in de Ebu Berze'nin iddiasını şiddetle reddedip, onu Harizmi'ye rakip gördüğünü belli etmesi, Abdulhamid b. Vasi'nin o devrin büyük bir matematikçisi olduğunu kesin olarak ortaya koymaktadır.
(Müslüman Bilim Adamları - Akit - Ülkü KUMRAL s.16-18)
Cebir ilminin kurucularından olduğu kabul edilen İslâm matematikçisi
Asıl adı Ebu'l-Fazl Abdülhamîd b.Vâsi b. Türk el-Huttelî el-Hâsib'tir. Kendisinin ve yine bir matematikçi olan torunu Ebu Berze'nin taşıdığı İbn Türk künyesinden, Türk olduğu tahmin edilmektedir. Hicretin II. veya III. asırlarında yaşadığı sanılmakta, bir rivayete dayanılarak Halife Vâsık'ın ölümü (847) sırasında sağ olduğu ileri sürülmektedir. Çeşitli kaynaklarda nisbesinin değişik yazılmış olması hasebiyle doğduğu veya yaşadığı şehir de kesinlikle bilinmemekte, bu yerin Hazar Denizinin güneyindeki Gilân yahut Çin Türkmenistanı'nın batısındaki Huttal olduğu sanılmaktadır.
İbnün-Nedim'in el-Fihristinde, Abdülhamîd b.Vâsiden bahsederken, Onun Kitabü'l-Câmi fil-hisâb, Kitabü'I-Mu'aıııelât adını taşıyan iki kitabının bulunduğunu belirtir.
İbnü'l-Kıftî ondan bahsederken, onun İbn Türk el-Cîlî olarak tanındığını söyler. Hesap ilminde çok bilgili ve maharet sahibi olduğunu, bu ilmin mensuplarının daima ondan bahsettiklerini söylemekte; bu iki eserinden başka Kitabü Nevadiri'l-hisab ve Havassül-â'dad adlı iki kitabının daha bulunduğunu bildirmektedir. Ancak bu iki adın bir tek esere ait olması da mümkündür.
Kâtip Çelebi de, Keşfü z-zünunda, Abdülhamîd b. Vâsi'nin torunu Ebû Berze'nin dedesi hakkında verdiği, onun cebir ilminin kurucusu olduğuna ve bu konuda Muhammed b. Musa el-Harîzmıden önce geldiğine dair bilgiyi nakletmekte, arkasından da, Ebû Berze'den biraz daha sonra yaşadığı sanılan Ebû Kâmil eş-Şüci el-Eslem'in, Ebû Berze'yi "gerçekleri saptırıcı" (muhterik) olmakla suçlayan ve cebiri asıl kuranın Harizmi olduğunu iddia eden sözlerini kaydetmektedir.
Ebû Kâmil'in bir kitabı ile Harîzmi'nin iki kitabının Arapça asılları ve tercümeleriyle birlikte bugüne kadar ulaşmış olmalarına karşılık, Aydın Sayılı'nın yayımladığı kısa bir yazısı dışında, ne Abdülhamîd b. Vâsi'nin, ne de Ebû Berze'nin eserlerinin elde olmayışı, cebir konusunda ilk kitap yazanın kim olduğunu tesbit etmeyi güçleştirmektedir. Salih Zeki'ye göre, Abdülhamîd b. Vâsi'nin, Harizmi den önce yaşadığı kesin olarak bilinmektedir. Aydın Sayılı ise, konuyu genişçe inceledikten sonra, ikisinin aşağı yukarı çağdaş olduklarını ve belki Abdulhamîd b. Vâsî'in biraz daha önce yaşamış olduğunu, Harizmi'nin bu ilim dalında öncü olduğu iddiasında bulunmayışının da, Ebû Berze'ye hak verdirebileceğini, ancak bugün için yine de kesin bir şey söylenemeyeceğini ifade etmektedir.
Aydın Sayılı bu çalışmasında, Abdülhamid b. Vâsi nin bir kitabına ait olması gereken ez-Zarürat fil'l-mukterinât min-Kitabi'l-cebr ve'l-mukabele liebi l-Fazl' Abdülhamid b. Vâsi b. Türk el-Cili isimli bir parçanın iki yarı nüshasını (Sülaymaniye (Millet) Ktp., Carullah, Nr. 1505, vr. 2a-5a: Süleymaniye Ktp., Hüsrev Paşa Nr. 257, vr. 5b-8a) karşılaştırarak incelemiştir. (bu risalenin Arapça metni ve Farsça tercümesi Ahmed Arârîm tarafından yayımlanmıştır: "Risalei ez Karni Sivvom-i İlmi-i Hicri der Cebr u Mukabele", Mecelle-i Sühan, III/II-12, Tahran 1343 hş) Aydın Sayılının "Katışık Denklemlerde Mantıkî Zaruretler" şeklinde tercüme ettiği bu yazıda, Abdülhamid b. Vâsi, üç tip ikinci derece denklemini sistemli bir yaklaşımla ve geniş açıklamalar yaparak ayrıntılı biçimde çözmektedir. Çözüm için seçtiği metod, geometrik yoldur ve Mezopotamya geleneğini devam ettirmekte, formül kullanmadan sözlü anlatımla sonuca varmaktadır. Denklemleri incelemesi, kendinden önce gelenlerden biraz farklı ve sonrakilere yol gösterecek şekildedir. Kitabü'l-Cebr ve'l-mukabele'de aynı konuyu işleyen Harizmi'nin ise denklemleri, Abdülhamid b. Vâsi kadar sistemli biçimde ele almadığı ve ayrıntıya girmeden çok kısa bir açıklamayla çözüme vardığı görülmektedir. Aydın Sayılı, bu duruma Harizmi'nin konuyu meçhul saymamış, bu sebeple de ayrıntılara girmeye gerek görmemiş olabileceği şeklinde bir yorum getirmekte ve onun ilk cebir kitabını, İslâm dünyasında da, Batı dünyasında da cebirin kurucusu olarak kabûl edilen Harizmi'den önce yazmış olabileceği ihtimalinin pek zayıf sayılamayacağı sonucuna varmaktadır. İbn-i Haldun Mukaddimenin 3. cildinde, yalnız Harizmi ile Ebu Kamilden bahsetmekte ve muhtemelen Ömer Hayyam'a da atıfta bulunmaktadır. İbn-i Haldun'un zikretmemesine mukabil, İbn-ün Nedim ve İbn-ul Kıfti'nin ondan övgüyle bahsetmeleri ve Ebu Kamil'in de Ebu Berze'nin iddiasını şiddetle reddedip, onu Harizmi'ye rakip gördüğünü belli etmesi, Abdulhamid b. Vasi'nin o devrin büyük bir matematikçisi olduğunu kesin olarak ortaya koymaktadır.
(Müslüman Bilim Adamları - Akit - Ülkü KUMRAL s.16-18)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder