25 Haziran 2011 Cumartesi

ALİ KUŞÇU(ö- 879/1474)



Timurlular devrinde Semerkant'ta yetişmiş, daha sonra Osmanlı ülkesinde büyük bir şöhret kazanmış olan Türk astronom ve matematikçisi.


Asıl adı Alaeddin Ali, babasının adı Muhammed'dir. Doğum yeri ve tarihi tam olarak bilinmemekle beraber XV. yüzyıl başlarında Semerkant'ta dünyaya geldiği tahmin edilmektedir. Babası, Uluğ Bey'in doğancıbaşısı olduğu için "kuşçu" lakabıyla anılmıştır. Kendisi de büyük bir âlim olan ve âlimleri koruyan Uluğ Bey. Ali Kuşçu'yu, ya doğrudan doğruya babası vasıtasıyla veya aslen Bursalı olan ve tahsil için Maveraünnehir'e giden Kadizade-i Rumi aracılığıyla tanıyarak ona ders verdi. Dolayısıyla o. matematik ve astronomi alanındaki temel bilgileri Semerkant'ta Uluğ Bey, Kadizade-i Rumi ve Gıyaseddin Cemşid'den aldı. Rivayete göre, bir türlü ilme doymayan Ali Kuşçu, Uluğ Bey ve Kadızade den izin alamama endişesiyle gizlice Kirman'a gitti. Orada birçok kitabın yanı sıra Nasirüddin-i Tusi'nin Tecridu'lkelam adlı eseriyle şerhini de okuma fırsatı buldu ve daha sonra Tusi'nin eserini Şerhu't-Tecrid adıyla şerhederek Ebu Said Han'a takdim etti. Tekrar Uluğ Bey'in yanına döndüğünde ona Kirman'da kaleme aldığı Hallu eşkali'l-kamer adlı risalesini sunarak takdirini kazandı. Bundan sonra ilmini ilerletmek üzere Uluğ Bey tarafından Çin'e gönderildiği ve dönüşünde dünyanın yüzölçümünü, ayrıca meridyeni hesap ettiği bilinmektedir.


Uluğ Bey'in öldürülmesinden (1449) sonra koruyucusuz kalan Ali Kuşçu, Timurluların sarayından ayrılarak hac maksadıyla Mekke'ye giderken Tebriz'e uğradı. Burada Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan'dan büyük ilgi gördü ve elçilik göreviyle Fatih Sultan Mehmed katına gönderildi. İlmine hayran olan Fatih'in ısrarı üzerine elçilik görevini tamamladıktan sonra İstanbul'a döndü ve yol boyunca büyük törenlerle, armağanlarla karşılandı. Fatih 1473'te Uzun Hasan üzerine yaptığı sefere birlikte götürdüğü Ali Kuşçu'yu dönüşte Ayasofya Medresesi'ne müderris tayin etti. Bu tayin İstanbul'da astronomi ve matematik alanındaki çalışmalara canlılık getirmiş, hatta Ali Kuşçu'nun derslerini ilim adamları dahi takip etmişlerdir.

Ali Kuşçu'nun Fatih zamanında Molla Hüsrev'le birlikte Semaniye medreselerini programını düzenlemeye memur edildiği de rivayet edilmektedir. İstanbul'un boylamını, eskiden belirlenmiş olan 60 derecelik değeri düzeltip 59 derece, enlemini de 41 derece 14 dakika olarak tesbit ettiği bilinmektedir. Fatih Camii'nde de bir basitesi (güneş saati) vardır. Ali Kuşçu 5 Şaban 879'da (15 Aralık 1474) İstanbul'da vefat etti ve Eyüp Sultan Türbesi civarına defnedildi. Yetiştirdiği talebeler arasında torunu Mirim Çelebi ile Molla Lutfi meşhurdur.

Eserleri. Ali Kuşçu'nun daha çok şerh-haşiye türünden olan değişik sahalardaki eserlerini üç grupta toplamak mümkündür:

I-Astronomİ- Matematik:

1. Risale fi'1-Hey'e: Astronomi ile ilgili Farsça bir risale olup Süleymaniye, Nuruosmaniye ve Köprülü kütüphanelerinde nüshaları vardır. Bir mukaddime ve iki "makale"den oluşan risaleyi Molla Perviz Mirkatü's-sema adıyla Türkçeye çevirmiştir. Bu tercümenin bir nüshası Nuruosmaniye Kütüphanesi'ndedir. Ayrıca Muslihuddin-i Lari'nin bu risaleye yaptığı Farsça bir şerhi de bulunmaktadır.

2. Risale fi'i-hisab: Üç makaleden oluşan Farsça bir eserdir. Süleymaniye Kütüphanesi'nde müellif hattı bir nüshası bulunmaktadır.

3. Er-Risaletü'l-fetlıiyye: Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan'a karşı elde ettiği zafer münasebetiyle Fatih'e ithaf edilmiş olan astronomi ile ilgili Arapça bir eserdir. Risaleyi Ali Kuşçu'nun torunu Mirim Çelebi ile talebesi Sinan Paşa ayrı ayrı şerhetmişlerdir. Eserin, Kanuni'nin emri üzerine 1548 yılında Halep'te Hulasatü'l-hey'e adıyla Ali b. Hüseyin, 1824 yılında da Mir'atü'l - alem adıyla Mühendishane-i Hümayun baş müderrisi Seyyid Ali Paşa tarafından yapılmış Türkçe tercümeleri de vardır. Bu eserin yukarıda adı geçen Farsça Risale fi'l hey'e'nin Arapça tercümesi olup olmadığı konusu tartışmalıdır. er-Risaletü'l fethiyye'nin Süleymaniye ve Nuruosmaniye kütüphanelerinde birçok nüshası mevcuttur.

4. er-Risaletü'l-Muhammediyye: Ali Kuşçu'nun Arapça olarak kaleme alıp Fatih'e ithaf ettiği hesap ilmi ile ilgili bu eseri bir mukaddime ve beş makaleden ibarettir.Eserdeki makale sayısı, Farsça Risale fi'l-hisab'dan fazladır. Bu iki risalenin birbirinin tercümesi olup olmadığı konusu da tartışmalıdır. Risalenin Süleymaniye Kütüphanesi'nde biri müellif hattı olmak üzere çeşitli yazma nüshaları vardır.

5. Şerh-i Zic-i Ulug Beg: Farsça bir şerh olup tertip açısından bir zic için gerekli bütün bilgileri ihtiva etmektedir. İstanbul Kandilli Rasathanesi kütüphanelerinde birer nüshası bulunmaktadır.

6. Şerhu't- Tuhfeti'ş-şahiyye: Kutbüddin Mahmud b. Mes'ud eş-Şirazi'nin astronomiyle ilgili et-Tuhfetü 'ş-şahiyye adlı eserinin şerhidir. Süleymaniye Kütüphanesi'nde bir nüshası tesbit edilmiştir. Şerhin Ali Kuşçu'ya ait olduğuna dair metinde herhangi bir işaret yoktur. Tabakat kitaplarında da Ali Kuşçu'ya böyle bir şerh nisbet edilmemiştir. Yalnız söz konusu nüshanın ilk varağının üst tarafında Ali Kuşçu'ya ait olduğu kaydedilmiş bulunmaktadır.

II-Kelam ve Usul-i Fıkıh:

1. Eş-Şerhu'l-cedid ale't-Tecrid: Nasurüddun-i Tusi'nin kelam ilmi alanında pek meşhur olan, birçok şerh ve haşiyesi bulunan Tecridü'l-kelam adlı eserinin şerhi olup bunun üzerine de epeyce haşiye kaleme alınmıştır. Celaleddin ed-Devvani ile Sadreddin-i Şirazi söz konusu şerh üzerine yazdıkları haşiyelerle aralarında ilmi tartışmaya girmişler, bu sebeple de aynı kitaba birden fazla haşiye yazarak itiraz ve cevap mahiyetindeki tartışmalarını sürdürmüşlerdir.Şerhin Süleymaniye Kütüphanesi'nde birçok yazma nüshası bulunduğu gibi Köprülü, Nuruosmaniye ve Kayseri Raşid Efendi kütüphanelerinde de nüshaları mevcuttur. Kitap ayrıca basılmıştır.(Tebriz 1301)

2. Haşiye ale'tTelvih: Sadrüşşeria'nın fıkıh usulüne dair Tenkihu'l-usul'ü üzerine Taftazani tarafından yapılan et-Telvih adlı şerhin haşiyesi olup bir tek nüshası tesbit edilebilmiştir.

III-Dİl-Gramer:

1. Şerhu'r-Risaleti'l-vaz'iyye. Adudüddin el-İci'nin vaz' ilmine dair risalesinin şerhidir; Süleymaniye Kütüphanesi'nde birçok yazma nüshası bulunmaktadır. Ayrıca Köprülü, Ragıb Paşa, İstanbul Üniversitesi ) ve Kayseri Raşid Efendi kütüphanelerinde de nüshaları vardır. Şerh üzerine Seyyid Hafız tarafından bir de haşiye yazılmıştır. Bu haşiye, şerh ve metinle birlikte birkaç defa basılmıştır.

2. Risale fi vaz'i'l-müfredat: Müstakil küçük bir risale olup birçok yazma nüshası vardır.

3. Unkudü'z-zevahir: Lugat, sarf ve iştikakla ilgili olan bu eser Kahire ve İstanbul'da basılmıştır. Ayrıca Süleymaniye ve Nuruosmaniye kütüphanelerinde yazma nüshaları mevcuttur. Eser Müftüzade Abdurrahim tarafından şerhedilmiştir.

4. Şerhu'ş-Şafiye li'bni'l-Hacib: Farsça bir eser olup burada eş-Şafiye'nin bazı yerleri şerhedilmiştir. Köprülü Kütüphanesi'ndeki mecmuada bulunan eş-Şafiye'nin sonundaki Farsça risale muhtemelen bu şerhtir.

5. Fa'ide li-tahkiki lami't-tarif: Harf-i tarifin bazı özellikleri üzerinde duran tek varaktan ibaret bir risale olup Köprülü ve Süleymaniye kütüphanelerinde nüshaları mevcuttur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder


Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı